Son derece mutluydular

A -
A +

Leyla kocasının telefonda verdiği güzel haberi duyunca sevincinden havalara fırladı. İmtihanları başarıyla vermişti Fazıl Sabri Ergin. İç hastalıkları kürsüsünde asistanlığa başlamıştı. Bu, akademik kariyerine başlamış olduğu anlamına geliyordu. Sevinç içinde annesine haber verdi. İki aydır kendi evlerinde oturuyorlardı. Ama neredeyse her gün annesi ile birlikte oluyordu genç kadın. Afet Hanım engin tecrübeleri sayesinde kolay büyütüyordu oğlunu. Kayınvalidesinin de yardımları inkâr edilemezdi... Leyla her şeyini düzene sokmuş, yeniden resim yapmaya başlamıştı bile. Son derece mutluydular. Bu sevinçli haber de yolunda giden şeylere bir yenisini eklemişti. Hemen oğlunun beşiğinin başına gitti: "Bu senin uğurun, bereketin benim güzel Murat'ım. Senin..." Son derece zevkle döşemişti yeni evini. Henüz kiracıydılar ama Fazıl Sabri en kısa zamanda kendi evlerine sahip olabileceklerinin hesaplarını çoktan yapmıştı bile. Daha büyük, daha kullanışlı ama her şeyden önemlisi kendilerine ait bir evleri olacaktı. Mutluydu Leyla Hanım. İçinde hiçbir tedirginliği yoktu artık. Daha önceleri sürekli göz ardı etmeye çalıştığı, unutmaya çalıştığı gerçeklerden artık kırıntılar bile kalmamıştı beyninde. Zaman, olmasını istediği şeyleri o şekilde kabullenmesini ve en önemlisi inanmasını sağlamıştı... O günün şerefine kocasının en sevdiği yemeklerden bir sofra hazırlamak adına mutfağa girdi. Sonra işi daha da büyüterek önce kayınvalidesine, sonra annesine telefon etti. Herkesi bu akşam için yemeğe davet etti. Kutlamayı kendi evlerinde ve kendi elleriyle hazırladığı ikramıyla yapacaktı. Fazıl Sabri'nin çok hoşuna gideceğini düşünüyor, içi içine sığmıyordu. Hemen oğlunu hazırladı. Bebek arabasına koydu Murat'ı ve alışverişe çıktı. Neredeyse bütün gününü mutfakta geçirmişti. Ama akşamüzerine doğru gerçekten harika şeyler çıkarmıştı ortaya. Annesinden aldığı eski yemek kitabından nefis garnitürler, ara sıcaklar, salatalar ve yemekler bulmuş ve yapmıştı. Mükellef bir sofra kurdu. İşini bitirince odasına gidip şık bir etek ve bluz giydi. Saçlarını açık bıraktı, sadece başına bir bant taktı. Yirmi yedi yaşındaydı ama daha genç gösteriyordu. Evliliğinde neredeyse iki yıl dolmak üzereydi. Mutluydu. Hele Murat'ı kucağına aldığından beri daha da mutluydu. Oğlu için inanılmaz hayaller kuruyor, onu en mükemmel şekilde yetiştirmek için her türlü fedakârlığı yapmaya hazır duruyordu... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.