Selim gece eve her zamankinden geç gelmiş, yemeği dışarıda Zühal'le birlikte yediği için Adile Hanımın beklettiği sofraya oturmamıştı. Yaşlı kadın merakla sormuştu oğluna: - Özlem'le mi beraberdin oğlum? Selim sıkıntıyla geçiştirmeye çalıştı: - Hayır, okuldan arkadaşlarla gittik... Yorgunum, hemen yatacağım ben... Adile Hanım üstelemedi. Yine de tedirgin olmuştu. Oğlunun Özlem'le evlenmesini çok istiyordu. Tam hayal ettiği gibi bir kızdı Özlem. Sevecendi, güler yüzlüydü, saygıda kusur etmiyordu, iyi bir ailenin kızıydı, iyi bir mesleği vardı. Oğlunun bu arkadaşlığını öğrendiği zaman sevinçten ne yapacağını şaşırmış, hemen planlar yapmaya koyulmuştu. Dünürleriyle de iyi anlaşıyorlardı. Ama Selim'in birkaç gündür tuhaf bir hâli vardı ve bu Adile Hanımın gözünden kaçmamıştı. Sormaya cesaret edemiyor, kendi kendine ne olup bittiğini anlamaya çalışıyordu. Oğlu odasına giderken seslenmişti arkasından: - Hayırlı geceler oğlum, yarın işimiz çok, Özlem de gelecek! Selim bir an duraklamıştı. Sözlüsünün geleceğini tamamen unutmuşa benziyordu. Yüzünün kararması Adile Hanımın gözünden kaçmamıştı. Yaşlı kadın düşünceli bir şekilde oturma odasına dönmüştü. Cahit Bey televizyonda bir tartışma programı izliyordu. Usulca kocasının yanına oturmuş, gözlerini sabit bir noktaya dikmiş, öylece kalmıştı. Cahit Bey neden sonra fark etmişti karısının durgunluğunu. Gözlerini kısarak bakmıştı onun yüzüne: - Hayırdır Adile! Ne oldu? Başını iki yana sallamıştı yaşlı kadın: - Canım sıkkın Cahit Bey! Selim'in hâlini beğenmiyorum. Cahit Bey çocuklarına düşkün bir babaydı. Hareketlenmişti hemen: - Neler oluyor? Adile Hanım iki gündür yaşadığı gerginliği usulca anlatmıştı kocasına. Cahit Bey karısının endişelerine katılmamıştı. Selim'in erkek arkadaşlarıyla birlikte zaman geçirmeye hakkı olduğunu düşünüyordu. Karısının boş yere vehimlere kapıldığını söyleyerek yeniden televizyon seyretmeye devam etmişti. Adile Hanım endişelerine bir ortak bulamayınca fazla üstelememiş ama için için bu tedirginlikleri beynini meşgul etmeye devam etmişti. Sabah erkenden uyandı. Bir gün önceden zaten yatak odasındaki eşyaları ortaya toplamıştı. Gece de karı koca oturma odasındaki kanepelerde uyumuşlardı. Ne zamandır niyetlenmişti odasının duvarlarını badanalamak için. Ev halkı uyanmadan işe koyuldu. Bir yandan da çayı koymuştu. Bu sırada Serpil'in uyandığını gördü. Genç kız yeni eşofmanlarını giymiş, başına bir bant takmış, ayakkabılarını giyiyordu. Hayretle baktı kızına ama hiçbir şey söylemedi. Bu kadar iş doluyken onun dışarı çıkmasını garipsemişti doğrusu... DEVAMI YARIN