"Şu kadından kurtulamadı gitti"

A -
A +

Namık korku içinde fırladı, bir yandan da 'ben bir şey demedim, ben bir şey demedim" diye söyleniyordu. Hastahaneye Pervin'le Hayriye hanım da birlikte gittiler. Namık bu arada babasına haber vermiş durumu anlatmıştı. Doktorlar uzun bir müdahaleden sonra biraz kendine gelen Meral'e bir iğne yaptılar. Bu arada Erdal bey de hastahaneye gelmişti. Emektar aşçısından neler olup bittiğini öğreniyordu. Hayriye hanım bildiği kadarını anlattı. Neden sonra yanlarına gelen doktor: - Siz nesi oluyorsunuz beyefendi? - Kayınpederiyim doktor bey.. - Evet, hanımefendinin durumu çok iyi değil, kendisi iki buçuk aylık hamile. Çok iyi bakılması ve dinlenmesi lazım, sanırım kendisini bu duruma getiren yaşadığı bir şok. Mümkün olduğu kadar stresten uzak kalacak. Rahat ve sakin bir ortamda dinlenecek. Şimdi bir iğne yaptık, bazı ilaçlar yazdık, düzenli olarak bunları alsın, bir hafta sonra yeniden kontrol edilmesi gerek. Eşi nerede beyefendi? Erdal bey iki elini iki yana açtı: - Bilmiyorum ki, sabah ben erken çıktım evden, görmedim neler olduğunu.. Ama söylediklerinizi oğluma naklederim. Merak etmeyin doktor bey... Birkaç saat sonra Meral daha iyileşmiş bir vaziyette kayınpederinin arabasıyla eve gelmişti. Yol boyunca adamın sorduğu sorulara çok kısa ve açıklamasız cevaplar vermiş, kendisini bu hale getiren sebeplerden hiç bahsetmemişti. Erdal bey onu odasına yerleştirdikten sonra bütün programını korkusu yüzünden iptal eden küçük oğlu Namık'ı çağırdı: - Neler olduğunu anlat bakalım... Seninle konuşurken olmuş, hizmetçiler söyledi... Namık suçlu bir şekilde savunmaya geçti hemen: - Ağabeyimi sordu, nereye gittiğini falan... Ben de söyledim... Didim'e gitmiş.. Yine onunla birlikte... Erdal bey gözlerini kıstı: - Şu kadından kurtulamadı gitti. Yapıyorsun bari belli etme, bu çocuk adam olmayacak... Oğluna döndü: - Ara şunu cep telefonundan, anlat durumu, hemen gelsin.... Namık bu işi kolayca atlattığını düşünerek fırladı, ağabeyini aradı. Tarık olayı öğrendiği anda yola çıkmıştı. *** Meral oldukça yorgun ve halsizdi. Alnında biriken ter damlacıkları boynundan aşağıya doğru akmış, geceliğinin yakasını ıslatmıştı. Hastahaneden eve geleli beri derin bir uyku uyumuştu. Yapılan ilaçların etkisinden olacak, hâlâ kendisini tam olarak toparlayamıyor, düşüncelerini doğru dürüst muhakeme edemiyordu. Sadece beyninde ne olumlu ne olumsuz tahlilini yapamadığı tek bir şey vardı ısrarla yüzeye çıkan. Kendisini muayene eden doktor ikibuçuk aylık hamile olduğunu söylemişti. Bu habere karşı şimdi ne düşüneceğini bilemiyordu. Bütün bağlarının uçlarını uzatmıştı Tarık'a kendisini düğümlemesi için. Her yerinden bağlanmaya izin vermişti. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.