Takip edildiğini hissetti genç kız -12- (KÖRDÜĞÜM)

A -
A +

Birkaç kere Eda için de görücü gelmek istemişti eve ama Rıfat bey "Önce Seda evlenecek, sonra Eda!" diyerek bu isteğin geri çevrilmesine sebep olmuştu. Bu da canına minnetti genç kızın. Okumamıştı. Okumamasının sebebi tembelliği veya kafasının almaması değil, sert ve dikbaşlı karakteri yüzünden Fen Bilgisi hocasıyla arasında geçen anlaşmazlıktı... Hani, pire için yorgan yakma misali, bu atışma onun okulu bırakma kararına neden olmuştu. Aşka, sevgiye fazla inanmaz, mantığın ön planda olması gerektiğinı savunurdu. Ceyda her zaman alayla: - Büyük konuşma kızım, yarından sonra çarpılırsın birine, yutarsın bütün bu dediklerini. Olacağına bak sen! Diye üstüne üstüne giderdi. Eda ise bu yaklaşıma öfkeyle karşılık verir: - Ben senin bildiğin, o hiçbir işe yaramayan, bütün gün pencerelerde delikanlıların yolunu bekleyen ev kızlarından değilim. Ben evlenirsem mantığımı kullanacağım kızım, öyle her yüzüme gülene dönüp bakmam ben. Merak etme, asıl sen kendine bak, biri elini sallasa koşup gideceksin... Bu sözler her seferinde şiddetli bir münakaşaya neden olur, iki kardeş gün boyu atışıp dururlardı. Ta ki iş zıvanadan çıkınca Saliha hanımın müdahalesine kadar. Zavallı kadın sonunda dayanamaz, feryadı basardı: - Sizin ettiğinizi kedi köpek etmez birbirine. Susun artık, meseleniz nedir bir anlasam... Tabii ki hiçbir zaman bu münakaşanın asıl sebebini bilmezdi... Bahçe kapsından içeri girmeden önce bir kez daha baktı arkasına. O anda buz gibi terlediğini hissetti. Sokağın köşesinde hâlâ yüzünde aynı tebessümle bakıyordu pastahanedeki genç... Demek ki peşinden gelmişti. Dudaklarını ısırdı. İçinde o güne kadar hiç yaşamadığı bir karmaşıklık yaşamaya başlamıştı. İnanılmaz bir etki ile çekildiğini hissediyordu. - Ben deli miyim neyim, kimin nesi, neyin fesi bilmeden etmeden, hissettiklerime bak! Eda, kızım kendine gel. Sen ne dersin her zaman, aklını başına topla!.. Yine de kendini alamayarak bir kez daha baktı delikanlıya. O mütebessin bir şekilde öylece izliyordu genç kızı. Sert bir tavırla kapattı bahçe kapısını. Koşar adımlarla girdi eve. Saliha hanım kapıdaydı. - Aldın mı kızım ısmarladıklarımı? Annesinin yüzüne bile bakmadı genç kız, gelişigüzel bir cevap verdi, sırf cevaplamış olmak için: - Aldım, hepsi torbada... Eda torbayı mutfağa bıraktıktan sonra hiçbir yere uğramadan doğruca odasına çıktı. Ceyda onun geldiğini görünce, kafasını kitaplarından kaldırıp gülümsedi: - Nerede kaldın? - Geldim işte. - Neyin var senin? Yüzün kıpkırmızı... Bir şey mi oldu? Eda, duygularına o güne kadar hakim olabilen bir insan olmakla övünürdü. Şimdi ise yüreğindeki heyecanın yüzünün rengini değiştirdiğini küçük kardeşinden duyunca irkildi. Kendine bir öfke duydu. - Yok bir şey dedim. Hızlı hızlı geldim, ondandır. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.