Bahar'ın içinde tarifsiz bir sıkıntı vardı. Bu nedenle Özlem'e telefon etmiş, işi yoksa gelmesini istemişti. Özlem kapıdan içeri girer girmez salona yöneldi. Kamuran Hanım evdeydi, üyesi olduğu yardım derneğinin evraklarıyla meşguldü: - Hoş geldin Özlem kızım, nasılsın, özlettin kendini... - Vallahi ne bileyim Kamuran Teyze, okul bitti ama işler bitmedi. Bu yaz annemlerin yanına gideceğim ya, o nedenle koşturup duruyorum. Etrafına bakındı: "Bizim kız nerede?" diye sordu. Kamuran Hanımın kaşları çatıldı: - Bilmiyorum Özlem, o kadar üzülüyorum ki anlatamam. Nereden geldi bu iş başımıza? Özlem gözlerini yere eğdi. Evliliği konusunda Bahar'a yardımcı olduğu için Kamuran Hanımın karşısında suçluluk duyuyordu. - O kadar üzülmeyin Kamuran Hanım Teyze, aslında tanısanız Nejat çok iyi bir çocuk! Kamuran Hanımın sesi sertleşti birden: - Hiç umurumda değil Özlem. Bana rağmen, babasına rağmen böyle bir iş yaptı ya, bizim için bir hiç o adam. Tam bu sırada salon kapısında göründü Bahar. Özlem'i görünce gülümsedi: - Geldin mi? Çok bunaldım, seni çağırayım bari dedim. Özlem kaşlarını kaldırdı: - Biraz dışarı çıkıp dolaşsan, hava alırsın! Bahar'dan önce Kamuran Hanım atıldı: - Olur mu hiç? Beyefendi telefon ederse evde bulsun, işte şimdiden kızı baskı altına aldı, kör bu kör! Görmüyor olanı biteni... Bahar sinirli bir şekilde baktı annesine. Hiçbir şey söylemedi. Başıyla işaret etti arkadaşına odasına çıkmak için. İşte tam bu sırada girdi hizmetçi kız Şengül içeriye: - Küçük hanım, odanızdaki telefon çalıyor! Bahar yıldırım hızıyla merdivenleri çıktı basamakları ve hızla girdi odasına ahizeyi kaptı: - Alo, Nejat? Tanımadığı bir ses vardı karşısında: - Bahar Demir'le mi görüşüyorum efendim? Bahar şaşkındı. Sanki karşısındaki görüyormuş gibi başını salladı: - Evet, benim buyurun! - Bahar Hanım Ankara Genel Kurmaydan arıyorum. Eşiniz bir çatışmada yaralandı. Kendisi GATA' da şu anda. Durumu ağır. Gelebilir misiniz? Bahar tiz bir çığlık attı ve ahizeyi elinden düşürdü. Dünya fırıldak gibi dönmeye başlamıştı. DEVAMI YARIN