Tarık elini havaya kaldırdı: - Bir şey yok baba. Bana beddua etti, ben de vurdum. Dengesini kaybedip yuvarlandı aşağıya... Alaycı ve kızgın bir gülümseme belirdi Erdal beyin dudaklarında: - Bu kadar ha? Doğru, bu kadar... Sonra defolup gittin, ne oldu, ne bitti, öldü mü kaldı mı diye bakmadan.... - Bu kadar ciddi bir şey olacağını tahmin edemedim... Erdal bey kükredi adeta: - Sen hayatın boyunca neyi tahmin ettin ki.. Beni rezil etmekten başka ne işe yaradın?!.. Çekil gözümün önünden, çekil git, yoksa, bir kaza çıkacak elimden... Tarık sinirli bir şekilde fırlayıp çıktı odadan. Yaşlı adam burnundan soluyordu. Hastahaneye gitmiş, bir buçuk saat sorguda kalmıştı. Şimdi Tarık aranıyordu. Erdal bey sorgusundan sonra eve gelmiş, oğlunu evde, odasında bulunca yaka paça salona getirip bütün hırsını çıkartmaya uğraşmıştı. Meliha hanım sigarasını söndürdu kristal kül tablasında. Ağızlığını silkeledi ve kocasına döndü: - Ne olacak şimdi Erdal? - Ne bileyim ben ne olacak!.. Kızı ameliyata aldılar.. Bebeğin hayatı tehlikede... Bir şey olursa o zaman yandık... O zaman seyreyle sen rezaleti... Bunlar hayatları boyunca işe yarar bir adam olamayacaklar. Bu sırada çalan kapı ziliyle sözünü kesti. Pervin'in ayak sesleri duyuldu. Biraz sonra hizmetçi kız salon kapısında belirdi: - Beyfendi Emniyetten gelmişler, iki bey var kapıda... Erdal bey çaresiz sırıttı tedirgin bir şekilde: - İşte buyurun.. Tamam, kıza bir şey oldu herhalde... Meliha kalk, Şevki beyi ara hemen.. Bir şeyler yapsın.. kapıya doğru yürüdü. Biri uzun, diğeri kısa boylu, yapılı iki adam gözlerini hayranlıkla eve dikmişler, inceliyorlardı. Erdal bey onlara doğru ilerledi: - Buyurun beyler! Nasıl yardımcı olabilirim size? İki adam da polis kimliklerini gösterdiler. Uzun boylu olanı cevap verdi: - Tarık Yiğitoğlu'nu görmek istedik biz. Nesi oluyorsunuz? - Babasıyım. Ne vardı? Neden görmek istediniz? - Birkaç soru soracağız beyefendi... Erdal bey gözleri korkuyla büyümüş bir halde kapının yanında duran Pervin'e döndü: - Çağır kızım Tarık'ı... Hemen gelsin... *** Meral ameliyata alındıktan sonra Erdal bey hastahaneye gelmiş, bir buçuk saat sorgulanıp bırakılmıştı. Pervin'i de alarak geri dönen adam oğluyla yaptığı kızgın konuşmanın ardından gelen polislere oğlunu teslim etmiş, polisler sorgulamak üzere Tarık'ı emniyete götürmüşlerdi. Meliha hanım bu arada hatırlı dostları Şevki beyi aramış, yardım rica etmişti. Adam olay hakkında bilgi aldıktan sonra ilgileneceğini, sonuç aldığı anda da kendilerini arayacağını söyleyerek kapatmıştı telefonu. Şimdi karı-koca oradan gelecek haberi bekliyorlardı. Polisler ise Tarık'ı hemen sorgulamaya başlamışlardı. Genç adam yoğun sorular karşısında terliyor, başının gerçekten belada olduğunu hissediyordu... > DEVAMI YARIN