Avukat Turgay Şenol arabasını kaldırımın kenarına park edip aşağıya indi. Ceketini düzeltip koltuğunun altına sıkıştırdığı çantasıyla karşıya geçti ve sarı renkli beş katlı apartmana girdi. Alt katın zilini çalıp beklemeye başladı. Çok geçmeden balık etinde, kısa koyu kestane rengi saçlı, siyah gözlü bir kadın kapıyı açtı. Şivesi değişikti kadının. - Hoş geldin avukat bey... - Hoş bulduk Asiye Hanım. Nasılsın bakalım? Kadın sanki bu sorunun sorulmasını bekliyormuş gibi önce derin bir nefes aldı sonra da birbiri ardına cümlelerini sıralamaya başladı: - Nasıl olayım, canıma tak dedi. Bu kadar paraya bu iş yapılmıyor. Akşama kadar hapis gibi evdeyim. Bir yere çıkmak yok, iki kelam laf etmek yok. Öyle oturuyoruz. Doktor kontrolü geldi, tahliller yapılacakmış, para istediler. Bende para yok ki, ben de yaptırmadım. Kerim Beye telefon ettim haber verdim. Biraz para versin. Ben kendi maaşım için de konuşacağım. Biraz arttırsın yani!.. Kime sorsam o kadar paraya bu iş yapılır mı diyorlar... Avukat Turgay Bey şaşkınlıkla dinledi genç kadını. Sonra elini kaldırarak susturdu onu: - Tamam Asiye Hanım, tamam, anlaşıldı. Etrafına bakındı: - Nerede hanımefendi? - İçeride... Nerede olur, sandalyesinde oturuyor. Avukat ceketini ilikleyerek girdi odaya. Küçük bir odaydı burası. İki koltuk, bir masa ve iki sandalye vardı. Pencere kenarındaki çiçekler odaya sıcak bir hava veriyordu. Yerde eski bir halı vardı. Çiçeklerin önünde, tekerlekli sandalyede oturan bembeyaz saçlı, dalgın bir kadın vardı. Turgay Bey yavaşça yaklaştı onun yanına. Saygıyla eğildi: - Merhaba hanımefendi... Kadın usulca gözlerini çevirdi adama. Dudakları hafifçe kıpırdadı ama ses çıkmadı. Başını biraz eğdi. Turgay Bey atıldı telaşla: - Yormayın siz kendinizi. Size bir miktar para getirdim. Beyefendi gönderdi... Bir isteğiniz olup olmadığını soruyor. Bir şey söylememi ister misiniz? Kadın gözlerini kısmıştı. Kaşları çatıldı ve başını sert bir şekilde iki yana salladı. - Anlıyorum efendim. Sanıyorum bakıcınızı değiştirmeyi düşünüyor. Daha profesyonel, daha sevecen birini arıyoruz. Eminim siz de rahat edeceksiniz o zaman. Kadın sık nefesler almaya başladı. Güçlükle konuşmaya çalıştı: - Zeynep nasıl? Turgay Bey yutkundu, bu soruyu geçiştirmesi gerekiyordu. Aldığı emir böyleydi: - Her şey çok iyi efendim. Ben izninizi isteyeyim şimdi. Tekrar ararım sizi. Telaşla geldiği gibi odan çıktı. Zarfın içerisinde bir miktar para bıraktıktan sonra kendini adeta sürükleyerek dışarı attı. Bunalmıştı o karanlık ortamda. Arabasına binip kaçarcasına uzaklaştı... > DEVAMI YARIN