Alev hiçbir şey söyleyemedi. Şaşkınlıktan nefesini tutmuştu. Yutkundu. Korkarak gözlerini genç doktora çevirdi: - Sen ciddi misin Coşkun? Coşkun kendinden emin bir tavırla başını salladı: - Evet. Sen odamdan içeriye girdiğin ilk günden beri bunu düşünüyorum. Bak, ben bugüne kadar kimseyle birlikte olmadım. Evlenmek için şimdiye kadar hiçbir girişimim olmadı. Bu bir elektrik meselesi. Seni ilk gördüğüm anda "işte" dedim, "benim evleneceğim insan bu!" Biliyorum, başından tatsız bir deneyim geçti. Ama bunun bir hata olduğunu sen de farkındasın. Fakat şunu bil ki, ben senin için bir hata değilim. Doğacak çocuğuna da dünyanın en müşfik, en sevgi dolu babası olacağıma söz veririm. Evlenir misin benimle? Alev titriyordu. Üşümüştü bir anda. Söyleyecek söz bulamıyordu. Bir desteğe ihtiyacı vardı. Sığınacak bir liman arayışı içindeydi zaten. Kendini Coşkun'a bırakmak, sonra da hiçbir şeye karışmadan olabildiğince rahat hayatın içinde sürüklenmek istiyordu. Başını salladı: - Evet, evet Coşkun, evlenirim. Genç adam sevinçle kalktı ayağa: - Tamam, o zaman hemen bu işi bitiririz. Bir engelimiz yok. Tatil dönüşü nikâhımızı kıyarız. Ne kadar acele edersek o kadar iyi bizim için. Haydi, artık odalarımıza gidelim ve rahat bir uyku uyuyalım. Yarın hareketli, güzel, dolu bir gün bekliyor bizi. Size bütün Datça yarımadasını gezdireceğim. Birlikte lobiden içeri girdiler. Az sonra Alev heyecandan sanki küçülmüş gibi pikesine sarılmış, yatağındaydı. Uyuyamıyordu sevinçten. Anne ve babasının da Coşkun gibi bir damada asla hayır demeyeceklerini biliyordu. Birden aklına geldi. Yatağında doğruldu. Yan gözle Sibel'e baktı. Onun bu tekliften mutlaka haberi olduğunu düşünüyordu. Gözlerini kıstı. Derin bir uykudaydı Sibel. Sevgiyle gülümsedi ve mırıldandı: "Her ne planladıysan çok iyi planlamışsın benim can kardeşim..." Sabahın ilk ışıklarıyla gözlerini açtı Alev. Zaten doğru dürüst uyuyamamıştı ama bu seferki uykusuzluk tatlı bir heyecan yüzündendi. Sibel'in mahmur mahmur yatakta bakındığını görünce koluna dayanarak kalktı: - Sen biliyordun değil mi? Genç psikolog şaşkın bir şekilde arkadaşına baktı: - Hayırlara vesile Ya Rabbim, ne oldu ayol? Neyi biliyordum? - Coşkun'la evleniyorum. Dün bana evlenme teklif etti. Tiz bir çığlıkla fırladı Sibel. Bir anda iki arkadaş sarmaş dolaş olmuş sevinçle zıplıyorlardı... *** Doktor Coşkun Erkmen ile Alev'in nikâhı, gençler apar topar İstanbul'a döner dönmez kıyıldı. Avukat Selami Bey boşanma ilamını alabilmek için defalarca adliyeye gidip gelmek zorunda kalmış, güç bela gençlerin istediği tarihe yetiştirebilmişti. > DEVAMI YARIN