Torunlarına karşı çok soğuktular...

A -
A +

Cevdet Bey sıkıntılı bir şekilde girdi salona. Kamuran Hanım dikkatle baktı hayat arkadaşının yüzüne. Bir derdi olduğunu hemen anlamıştı. Elindeki kitabı katlayıp sehpanın üzerine bıraktı ve ayağa kalktı: - Cevdet, neyin var? Yüzün kireç gibi... Yaşlı adam yüzünü buruşturdu ve yorgun bir şekilde koltuğa bıraktı kendisini: - İşler çok kötü Kamuran. Bu kriz bizi çok fena vurdu. Böyle giderse birkaç aya kadar iflasımı ilan etmem gerekecek. Her şeyimizi kaybedebiliriz. Kamuran Hanım dehşet içinde açtı gözlerini: - Ne söylüyorsun sen? Daha geçen gün yeni bir ihale var demiştin. Başını salladı Cevdet Bey: - Evet var, o ihaleyi alamazsam o zaman batarız. Ama alabilirsem belki toparlanabiliriz. Bütün umudumuz ona bağlı. Ama bu gün aldığım duyumlar bu işin zora gireceğini söylüyor. Şu İrfan Çetin. Çetin Holdingin sahibi. O katılıyormuş ihaleye. Şansı çok fazla diyorlar. Bu güne kadar bize rakip çıkmazdı bu konularda. Çıkamazdı zaten, ama adam bu krizde bile aldı yürüdü. Türkiye'nin en güçlü kuruluşu oldu bir anda. Yönetim kurulunun başında genç bir inşaat mühendisi varmış. Çok becerikli olduğunu söylüyorlar. Ama bu iş bizim için ölüm kalım meselesi. Yarın gidip görüşeceğim. Durumu anlatacağım. Kamuran Hanımın da canı sıkılmıştı: - Ne yaparız eğer batarsan Cevdet, bu ev, o kadar mal, mülk... Beş parasız sokakta mı kalacağız. Üstelik başımızda Bahar ve oğlu da var. Cevdet Bey başını salladı: - Bir şeyler düşüneceğiz. O zaman hanımefendinin oğlunu özel okuldan alacağız, herkes gibi devletin okuluna gidecek, Bahar da aklını başına toplayıp oğluna bakacak. Bu sırada içeri giren on iki yaşlarında küçük bir oğlan çocuğu çekingen bir tavırla yaklaştı: - Hoş geldiniz dedeciğim... Cevdet Bey isteksizce kafasını salladı. Kamuran Hanımın kaşları çatılmıştı: - Annen nerede Umut? - Yukarıda anneanne... Geliyor şimdi. - İyi, git Emine Teyzene söyle yemekleri hazırlasınlar. Çocuk hızla çıktı salondan. Tıpkı Nejat'a benziyordu gözleri. Saçlarının şekli ve rengi de aynıydı. Ama Cevdet Bey ve Kamuran Hanım bir türlü ısınamamışlardı bu küçük çocuğa. Kendi öz torunları olmasına rağmen bir türlü kabullenememişlerdi. Onun için ilişkilerinde hep bir mesafe vardı. Umut bu gerginliğin hep farkındaydı bu yüzden her ikisinden de uzak duruyordu. Onun varı yoğu çok sevdiği annesiydi. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.