Tozpembe bir dünyanın içinde

A -
A +

Payidar Sedat'la konuştuktan sonra uzun süre dalgın bir şekilde durumunu düşünmüştü. Ondaki durgunluğu fark eden annesi merakla kızına neyi olduğunu sorduysa da tatmin edici bir cevap alamamıştı. Payidar o geceyi sıkıntılı bir şekilde uykusuz geçirmişti. Pazartesi günü ise erkenden yine iş görüşmesi bahanesiyle evden çıktığı için Yavuz'la yaşanan olaydan haberdar değildi. Sedat'ın evli ve üç çocuk babası olduğunu öğrenmek yıkmıştı genç kızı. O âna kadar kurduğu hayaller birden yok olmuş, bu ilişkinin geleceğine karanlık bakmaya başlamıştı ki, onu en çok yıpratan buydu. Bu beraberlikten vazgeçmeyi asla istemiyordu. Bu arzusunun sebebi sadece Sedat'a duyduğu sevgi değildi. O pembe bir dünyanın içine oturtmuştu hayallerini. Yaşayacağı sıkıntısız hayatı düşünüyor, varlık içinde bir hanımefendi olarak geçireceği zamanı hayal ediyordu. Doğduğu andan itibaren kısıtlı yaşamaktan bunalmıştı. Bu yüzden sürekli tenkit etmesine rağmen Yavuz'un karısına için için gıpta ederdi. Onun zengin ailesini, yaşadığı hayatı, arzu ettiği her şeyi kimseye hesap vermeden gerçekleştirmesini hep kıskanmıştı. Yalçın'ın karısı Neslihan'a da hep kıskanarak bakmıştı. Onun da giyim tarzına, lükse olan düşkünlüğüne imrenmiş, kendisi de böyle bir hayatın parçası olmak istemişti. Sedat'la birlikteliğinde bunları gerçekleştirebileceğini görmüştü. Bu yüzden uçsuz bucaksız hayaller kurabilmişti. Şimdi ise bütün bunların önüne çıkan engelden kurtulabilmek kendi çabasıyla mümkün olmayacak gibi görünüyordu. Gerçi Sedat en kısa zamanda boşanacağına dair söz vermişti ama yine de içini kemiren bir kurt vardı. Sedat'ın yaşı itibariyle esecek olan olumsuz hava evliliği yüzünden imkânsıza dönüşecekti. Ailesinin gözünde böyle bir ilişkiye asla izin verilmeyeceğini biliyordu. Şevket Bey kızının evli ve kendisinden neredeyse otuz yaş büyük bir adamla arkadaşlık etmesine asla izin vermezdi. Üstelerse onun kendisini reddedeceğinden adı gibi emindi... Bütün bu düşüncelerle geçen uykusuz bir gecenin sabahında Sedat'la bir kez daha konuşmak, ona bütün bu düşündüklerini açık ve net olarak anlatmak kararıyla erkenden evden çıkmıştı. Cep telefonundan adama bir mesaj yollayarak kendisini beklediğini söylemişti. Her zaman buluştukları yere geldiğinde zor geçen gecenin izleri gözlerinin altındaki mor halkalardan belliydi. Sedat'ın arabasını görünce birkaç adım attı ileriye doğru. Adam memnun bir ifade ile açtı kapıyı: - Prensesim solgun görünüyor... Arabaya binip yerleşmişti Payidar. Dudaklarını ısırdı: - Konuşmamız lazım Sedat... Adam başını salladı ve arabayı hareketlendirdi: - Konuşalım canım. Ben de bütün gece düşündüm. Sakin bir yere gidelim ve oturup konuşalım. Bu ılımlı yaklaşımdan dolayı biraz olsun rahatladığını hissetti Payidar. Arkasına yaslandı. Sedat fısıltıyla konuştu: - Seni çok özledim... Senden başka hiçbir şey düşünmedim. Payidar nefesini tuttu: - Bir çözüm bulmak zorundayız... Sedat gözlerini kırpıştırdı ve başını salladı: - Bildiğim tek şey senden asla vazgeçmeyeceğim... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.