Turgay çılgına dönmüştü! Kayınvalidesinin yanından ayrıldıktan sonra karısının gidebileceği diğer yerleri düşündü. Hiç kimse yoktu. Sadece Sibel vardı; ama Turgay o kadınla karşılaşmak niyetinde değildi. Telefon numarasını bulup birkaç kere aramıştı; ama Sibel'in evinden cevap veren olmamıştı. Öfkeden delirecek gibiydi. Yeniden evine döndü. Alev valizini almıştı. Bu onun artık temelli gidişini gösteriyordu: "Buna izin vermeyeceğim, asla izin vermeyeceğim. Benden bu kadar kolay ayrılamazsın Alev Hanım. Beni terk edemezsin!.." diye soludu. Hemen fırladı evden. Bir taksi çevirdi ve Muhittin Beyin bankasının adresini verdi. Az sonra bankadan içeriye girmişti bile. Kapıdaki güvenlik görevlisi önüne geçmek istedi. Turgay öfkeyle durdurdu onu: - Çekil önümden, müdür beyin damadıyım ben. Onunla görüşeceğim. Hızlı adımlarla Muhittin Beyin odasına girdi. Kimse yoktu odada. Küfürler savuruyordu kendi kendine. Bu sırada arkasında bir ses duydu: - Buyurun ben yardımcı olayım? - Nerede o? Memur olan bayan hayretle baktı Turgay'a: - Kim beyefendi? Kimi arıyorsunuz? - Müdürünüzü... - Müdür Bey çıktılar efendim. Siz kimsiniz? Ben yardımcı olayım! Genç adam sinirlenmişti. Dişlerini arasından konuştu kıza karşı: - Kimsem kimim, sen yardımcı olamazsın, ne zaman gelecek? - Beyefendi, burası bir kamu kuruluşu, kendinize gelin, güvenliği çağırıyorum şimdi... Turgay elinin tersiyle "git başımdan" der gibi bir hareket yaptı: - Kimi çağırırsan çağır be! Diğer memurlar da kalkmışlardı yerlerinden. Birkaç tanesi odaya girip müdahale etti: - Beyefendi, çıkın dışarıya... - Kimi çıkarıyorsun sen yahu, ben müdürün damadıyım, onunla görülecek bir hesabım var! Bu sırada güvenlik görevlisi gelmişti. İri yarı bir adamdı. Kapıdaki güvenlik görevlisinden farklı biriydi bu gelen. Turgay'ın kolundan yakaladı: - Haydi aslanım, uğraştırma, karakolluk olmayalım. Dışarı çık bu odadan, hesabın neyse dışarıda gör. Haydi! Genç adam bu iri yarı güvenlikçiye karşı koyamayacağını anlamıştı. Parmağını memurlara sallayarak çıktı dışarıya. Kimseye aldırmadan bağırıyordu: - Görecek o gününü... Bunun hesabını ondan soracağım!.. DEVAMI YARIN