Azize o ana kadar bu isme hiç dikkat etmediğini fark etti. Bir kez daha okudu elindeki evrakların altındaki imzayı. Dudaklarını ısırdı. Yavaşça başını kaldırıp karşısındaki delikanlıya baktı. Alper de onu dikkatle izliyordu. Arkasına yaslandı. Odanın içindeki sessizlik insanı rahatsız ediyordu. Neden sonra usulca konuşmaya başladı genç kız: - Seni dinliyorum Alper... Bana neler olduğunu anlat!.. Savcılık sorgulaması iki saate yakın sürmüştü. Azize: - Peki, şimdilik bu kadar, seni mahkemeye sevk ediyorum. Tutuklanacak ve yargılanacaksın. Diyerek önündeki dosyayı kapattığında Alper titrediğini hissetti. Bu sefer işin ciddi olduğunun farkındaydı. Azize hafifçe gülümsedi: - Bize yardımcı oldun Alper. Bütün bu itiraflarını iddianameyi hazırlarken göz önünde bulunduracağım. Eminim bütün bu yaşadıkların sana bir şeyler öğretmiştir. Bundan sonra daha özen gösterirsin hayatına. Alper kaşlarını kaldırdı ve dikkatle baktı karşısındaki genç kadına: - Ne kadar ceza yerim ben? Onun bu son derece samimi ve masum sorusu Azize'nin yüreğini parçalamıştı. Eğer kuşkuları doğruysa karşısındaki genç adam onun kardeşiydi. Hâlâ bu gerçeğin şaşkınlığını atamamıştı üzerinden. - Bilmiyorum Alper. Ama hayata daha farklı bakmana sebep olacak bir zaman olacağını düşünüyorum. Alper kapıya doğru yürüdü ama ani bir hareketle geriye döndü: - Bir şey soracağım... Azize hayretle baktı onun yüzüne. - Bu polis müdürü... Onu tanıyor musunuz? - Neden soruyorsun? Alper omuzlarını kaldırdı: - Hiiiç, O farklı bir adam. Hiç benim bildiğim polisler gibi değil... Azize gülümsedi: - Ön yargılı karar vermemek lazım demek ki... Alper odadan çıktıktan sonra genç savcı gözlerini kapattı. Beyni karışmıştı. Hızla çantasını toparlayıp masadan kalktı. Dışarıdaki sekretere döndü: - Ben çıkıyorum. Bir şey olursa cep telefonundan arayın. Bir iki saat sonra döneceğim... Arabasına binip motoru çalıştırdığı zaman karşılaştığı durumun ciddiyetini ve şaşkınlığını henüz tam olarak sindirememiş gibiydi. Dikkatle kullandı arabasını eve giderken. Trafik kurallarına en ince noktasına kadar riayet ediyordu. Bir kanun adamı olarak örnek olmak gerektiğine inanıyor, bütün yasalara ve kurallara titizlikle uyuyordu... Leyla Hanım kızını karşısında görünce telaşlanmıştı. Bu saatte eve gelmesi pek olağan bir şey değildi. Merakla sordu: - Ne oldu kızım bir şey mi var? Azize dikkatle baktı annesine: - Anne, konuşmamız lazım. Babamı da istiyorum. Salona gelir misiniz?.. > DEVAMI YARIN