Burhan Bey şöminenin karşısındaki koltuğunda oturmuş, kendisine merak ve şaşkınlıkla bakan karısı, annesi ve oğlu Sinan'ı göz ucuyla süzüyordu. Söze nasıl başlayacağını kestirmeye çalışıyor, bir türlü konuşmaya giremiyordu. İzmir'den döner dönmez eve telefon etmiş, akşam bütün ailenin bir arada olmasını istediğini, kendileriyle konuşacak şeyleri olduğunu iletmişti. Akşama kadar ofisinde neler söyleyeceğinin provasını yapmış olmasına rağmen, zaman gelince tutulmuş kalmıştı. Sena dayanamadı: - Burhan, seni dinliyoruz. Kötü bir şey mi var yoksa? Derin bir nefes aldı Burhan Bey. Dudaklarını ıslattı diliyle. Önce karısına, sonra oğluna döndü: - Sinan'ın arkadaşıyla olan ilişkisi hakkında konuşmak istiyorum. Bu arkadaşlığa karşıyım ben. Sinan, bu kızla artık görüşmeni istemiyorum. Sinan hayretle baktı babasına. Şaşkın bir şekilde gülümsedi: - Anlamadım baba! Neden? Bu kararınızın bir sebebi olmalı mutlaka. - Sebebi falan yok. Tasvip etmiyorum bu ilişkiyi. Bir baba olarak buna izin vermiyorum. Sena da, Feraye Hanım da şaşırmışlardı. Sena Sinan'dan önce atıldı: - Bu kesin sözlerin nedenini de açıklamak zorundasın Burhan! Adam ayağa kalktı. Piposunun dumanları mavi bulutlar halinde tavana yükseliyor, kristal avizenin ışıltıları arasında çeşitli şekillere dönüşerek yok oluyorlardı. - Ben bir babayım Sena. Sanıyorum söz hakkı en fazla olan kişiyim bu evde. Tasvip etmiyorum. Sinan da ayağa kalktı. Kaşları çatılmıştı: - Yanlış anlamayın baba, size saygısızlık etmek istemiyorum. Ama bu konuda sizi dinleyemeyeceğim galiba, beni affedin. Sena hafif bir çığlık atarak eliyle ağzını kapattı. Baba oğulun birbirlerine bu denli ters düşmelerine çok üzüldüğü ve şaşırdığı elliydi. Burhan Bey kükredi adeta: - Dinlemek zorundasın. Emrediyorum! Sinan gözlerini kısarak baktı babasına: - Ben Yasemin'i seviyorum baba. Bana bir tek geçerli bir sebep gösterin, söylediğinizi kabul edeyim. Benim bilmediğim bir şey mi biliyorsunuz? Burhan tutulmuş kalmıştı. Annesine baktı yardım istermiş gibi. Feraye Hanım şaşkındı. Omuzlarını kaldırdı çaresizce, yutkunmakla yetindi. Sena ağlamaya başlamıştı. Sinan devam etti: - Bildiğiniz bir şey varsa söyleyin. Nedir sizi Yasemin'e bu kadar düşman eden şey?.. - O kız bize uygun değil! diyebildi usulca. Sinan başını iki yana salladı. Öfke ile baktı babasına: - Sizi dinlemeyeceğim. Bedeli neyse ödemeye hazırım ben! Burhan Bey çaresizlik içinde etrafına göz gezdirdi. Sinan kararlı görünüyordu. Gözlerini dikmiş dikkatli bir şekilde babasına bakıyordu. Burhan Bey adeta inledi: - Seni reddederim. Reddederim Sinan! DEVAMI YARIN