Üç kız merakla film izliyorlardı! (KÖRDÜĞÜM -29-)

A -
A +

Seda en uysal, en söz dinleyen ve hem Rıfat beyden, hem de kendisinden en çok çekinen evladıydı. Onun kendisine karşı isyanını bir türlü içine sindirememişti Saliha hanım. Kızının aklını çelen genç adamı merak ediyor, bunca dikkatine ve otoritesine rağmen nasıl olup da bu arkadaşlığın oluştuğuna hayret ediyordu... Eğer kocası bu ilişkiyi duyacak olursa hem kızların hem de kendisinin hali haraptı... Yine de bütün annelerin yaptığı gibi evlatlarıyla babalarının arasında yumuşatıcı görevini yapmak kendisine düşecekti... Tabii ki her anne gibi o da kızının sevdiği insanla hayatını birleştirmesini ister, evladının mutlu olmasını arzu ederdi. Kendisi de görücü usulüyle evlenmişti ve hiç de şikayetçi olmamıştı bu evlilikten. Ama o da artık devrin değiştiğinin farkındaydı! Etrafta da bir sürü örnek vardı bu konuda. İşte Şefika hanımın kızı en yakın misaldi. Hiçbir şeye aldırmadan kaçıp gitmişti kız. "Allah saklasın!" diye mırıldandı kendi kendine anahtarı kapının kilidine sokarken. En iyi şeyi yapmıştı sabah kızıyla konuşmakla. Ona ne kadar arkadaş gibi sokulursa o kadar elinde tutardı ipleri. Seda çok cesur bir kız değildi ama gençlik heyecanının insana ne yaptıracağı belli olmazdı... Terliklerini giyerken içeriye kulak kabarttı. Oturma odasında televizyonun sesi geliyordu. Başını uzattı kapıdan. Üç kızı da önlerine birer tabak çerez almışlar, merakla film izliyorlardı. İçinde ılık ılık bir şeyler aktığını hissetti. Evlat sevgisi her şeyden üstündü. Üçü de serpilmiş, üçü de birbirinden güzel olmuştu ve Saliha hanım biliyordu ki ne kadar büyürlerse büyüsünler onlar her zaman kendisi için çocuk kalacaklardı... - Bir çorba yapsaydınız çocuklar... Babanız birazdan gelir... Eda başını bile çevirmedi. Ceyda ise anlaşılmaz bir şeyler mırıldandı gözlerini ekrandan ayırmadan. Seda ise hemen fırladı oturduğu yerden: - Ben hemen yaparım anne... Saliha hanım başının örtüsünü düzeltti: - Neyse, sen seyret filmini, ben hallederim. Ama bitince salatayı yapıver kızım. Son derece basit eşyaların bulunduğu oturma odasına göz gezdirdi. Her zaman mis gibiydi evi. Annesinden geçen titizliğini nispeten de olsa çocuklarına da aşılamak istemiş, onların da kendisi gibi temiz, tertipli olmalarına özen göstermişti. Ama bu huyunu tam anlamıyla alan bir tek Seda olmuştu. Eda ve Ceyda dağınık ve umursamazdı bu konuda. Kızlarının yanına gelip oturdu. Onların gözlerini ayırmadan izlediği filme baktı bir müddet hiçbir şey anlamadan. Sonra hareketlendi: - Ben namazımı kılayım, ne zaman bitecek bu film? Ceyda yine gözlerini televizyondan ayırmadan cevap verdi: - Az kaldı anne, bitiyor neredeyse... Bir şey söylemeden kalktı yerinden, namazını kılmak için dışarı çıktı... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.