Neriman telefonu kapatıp heyecanla kendisine bakan kızlarına döndü: - Babanız gelmiş kapıda, sizi bekliyor. Ben de çıkacağım sizinle. Gül ve İpek telaşla ayakkabılarını giydiler. İkisi de sabahtan beri evde bulunan bütün giysilerini denemişlerdi. İkisinin de heyecandan nefes almakta bile zorlandıklarını gözlüyordu Neriman. İçten içe tuhaf bir kıskançlık duymuştu bir ara. Sonra hissettiğinin aslında kıskançlık değil, sadece kırgınlık olduğunu fark etmişti. Kızlar aynanın karşısında kısa süren bir sıra kavgası yaptıktan sonra hazırlardı. Neriman sakin bir şekilde kapıyı açtı: - Haydi bakalım... Apartmanın dışına çıktıkları zaman Neriman taksiyi gördü. Hemen bahçe duvarının yanında da Uğur bekliyordu. Yine siyah güneş gözlükleri gözündeydi. Son derece iyi dikilmiş lacivert kruvaze takımının içinde olduğundan daha yakışıklı ve genç duruyordu. Kızlar annelerinin arkasından çekingen adımlarla yaklaştılar. Uğur'un da dudakları titriyordu heyecandan. Neriman iki kızının omzundan tutup ileriye doğru itti: - İşte, bu Gül, bu da İpek. Kızlar, bu bey de babanız Uğur Taşçı... Kızlar mahcup bir tavırla baktılar babalarına. O an fark etti Neriman her ikisinin de Uğur'a ne kadar çok benzediklerini. Göz ve burun yapıları aynıydı. Adam elini uzattı kızlarına: - Merhaba... Size sarılmama izin verir misiniz? Gül daha çekingendi. İpek hemen atıldı: - Evet, ben de size sarılmak istiyorum... Uğur biraz korkarak kucakladı kızını. Gül ise hâlâ tedirgindi. Sonra ona döndü: - Ya sen Gül? Sen sarılmayacak mısın? Gül de bir adım öne doğru ilerledi ve sarıldı babasına. Uğur en zor kısmı hallettiğini düşünerek biraz daha rahatlamıştı. Neriman'a döndü: - Merak etme, ben çocukları buraya getireceğim. Biraz gecikebiliriz. İkisinin de omuzlarına kollarını attı: - Konuşacak çok şeyimiz var... dedi gülümseyerek. Neriman içini çekti: - Yarın okula gidecekler. Ona göre... Fazla gece yarılarına kalmayın... Gül, yüzünü buruşturdu: - Anne, lütfen! Uğur çiçekleri uzattı kızlarına: - Bunları sizin için aldım. Siz kendiniz birer çiçeksiniz aslında ama, yine de küçük bir hediye... Hep birlikte taksiye bindiler. Neriman kollarını kavuşturmuş arabanın hareket etmesini bekliyordu. Kızlarının yüzüne kaçamak bir bakış fırlattı. Taksinin arkasına oturmuşlar yüzlerindeki gülümsemeden mutlu oldukları anlaşılıyordu. Uğur elini kaldırarak selamladı Neriman'ı ve arabaya bindi. Hemen hareket ederek uzaklaştılar. Neriman kendini yapayalnız hissediyordu artık. > DEVAMI YARIN