"Uzun süredir hapishanede yatıyor..."

A -
A +

Şükrü Bey sekreterinin ziyaretçisi olduğunu söylemesiyle masasından kalkıp oda kapısına doğru yürüdü. İçeriye giren uzun boylu, iri yapılı, kumral, küçük gözlü adama elini uzattı: - Gel Osman, senden haber bekliyordum... Adam Şükrü Beyle tokalaştıktan sonra cebinden kirli bir mendil çıkarıp alnında biriken terleri sildi. - Kolay olmadı Şükrü bey... Adamın geçmişine ulaşmak zaman aldı. O nedenle öğleden sonraya kaldım. Ama her şeyi öğrendim. Şükrü Bey memnun bir şekilde masasının karşısındaki maroken koltuklardan birini işaret etti: - Otur şöyle, ne içersin önce onu söyle... Osman iki tarafına bakındı, eğer çekinmese içmek istediği şeyin bir kadeh konyak olduğunu söylerdi ama çekindiği için vazgeçti.Omuzlarını kaldırdı: - Sütlü bir neskafe iyi olur... Sekreterine siparişini veren Şükrü Bey masasına geçmiş, iki elini birbirine kenetleyerek masanın üzerine uzatmıştı. Gözlerini kısarak baktı karşısındaki adama: - Seni dinliyorum.... - Adam Samatya'da oturuyor. Bir göz odada. Sizin de bildiğiniz gibi kafeteryada garson. Geçmişinde sabıkası falan yok. Çok küçükken, iki yaşlarında falan yetiştirme yurduna bırakılmış. Annesi bir trafik kazasında ölmüş. O da yetiştirme yurdunda büyümüş. Tekrar terini sildi mendiliyle. Bu sırada sekreter kız kahveleri getirmişti. Servisi tamamladıktan sonra yan gözle patronuna baktı. Şükrü Bey başını salladı: - Sağ ol kızım, telefon bağlama, kimseyi içeri alma... Sekreter çıktıktan sonra tekrar misafirine döndü: - Bu bilgiler benim de bildiğim şeyler, farklı bir şey istiyorum senden... Osman sinsi bir şekilde gülümsedi: - Şimdi oraya geliyorum Şükrü Bey. Bu gencin annesi trafik kazasında ölmüş ama babası değil. Babası hapisteymiş. Çalıştığı firmanın muhasebecisiymiş. Firmanın parasını zimmetine geçirip ortadan kaybolmuş, Şükrü Bey yüzünü buruşturdu: - Demek bir hırsızın oğlu... Osman büyük bir iş başarmış gibi arkasına yaslandı: - Hem de nasıl, adamın daha önceden de bu çeşit sabıkaları varmış. Dolandırıcılık, karşılıksız senet gibi şeylerden. Hayırlı bir ayakkabı değilmiş anlayacağın... Uzun süredir hapishanede yatıyor... Şükrü Beyin gözleri parlamıştı: - Demek öyle... Ben hem annenin hem de babanın kazada öldüğünü duymuştum. - Herkes öyle biliyor ama değil, gerçek bu. Şükrü bey arkasına yaslandı. Damadının babasının hapiste olması ona yapmak istediği şeyler açısından ne kazandırırdı bilemiyordu ama bu materyali kullanmak zorundaydı. Gülümsedi: - İyi iş becerdin Osman, paran hazır. Bana bu adamın oturduğu yerin adresini de söyle, sonra paranı al... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.