"Vay başıma gelenler!.."

Dursun sabah erkenden kalktı ve boğazını temizleyerek uykulu bir şekilde fırladı yatağından. Elini yüzünü yıkadıktan sonra açılmıştı. Havlusuyla birlikte geri döndüğünde evdeki sessizlik dikkatini çekti. Her zaman bu saatte Şevval kalkmış olurdu. Başını uzatıp mutfağa baktı. Kimse yoktu. Çay bile konmamıştı ocağa. Sinirlendi. Genç kızın odasına doğru yöneldi öfkeyle. Kapıyı hızla açtı ve asıl şaşkınlığını o zaman yaşadı. Yatak hiç yatılmamış gibi düzgündü. Kimseler yoktu. Hızla dönüp bahçeye çıktı. İn cin top oynuyordu. Şaşkınlık ve öfkeyle bağırmaya başladı: - Hatice, kız Hatice, kalk, Şevval yok! Hatice hemen fırladı yatağından. Uyku sersemi bir şekilde uzun geceliğinin eteklerine basa basa bahçeye geldi: - Ne oldu? - Kız yok! Gitmiş... - Vay başıma gelenler... Gitti namusumuz, gitti Dursun, gitti... El alem ne diyecek şimdi?.. Dursun kahrederek hızla giyindi ve koşarak çıktı evden. Çay bahçesine gelip baktı, kimseler yoktu. Kız gitmişti. Şevval'in gitmesi demek Dündar'dan gelecek paraların da gitmesi demekti. Hayalleri suya düşmüştü. Ayrıca bir de ele güne karşı rezil olmuştu. Tekrar eve döndü: - Yok, hiçbir yerde yok... - Gitmiş Dursun, kıyafetleri de yok. O mavi çantayı da almış, Kız kaçtı. Görüyor musun başımıza geleni. Nüfus kâğıdı da yok... Dursun şaşkın, etrafına bakındı: - Cüzdanım, cüzdanım masanın üzerindeydi, onu da almıştır bu! Koşarak odaya girdi. Siyah ucuz, plastik cüzdan masada duruyordu. Hemen paralarını saydı. Hiçbir şey eksik değildi. Hatice ile bakıştılar: - Bunun parası var mıydı yanında? Omuzlarını kaldırdı Hatice: - Yoktu bildiğim kadarıyla, para falan vermezdik ki... Dursun dişlerini sıktı: - Bu çay bahçesine geldiği zamanlar aşırdı demek kasadan... Başka türlü nasıl gidecek? Kahrolası, şikayet etsek on sekizini doldurdu, hiçbir şey yapamayız. Gitti paralar Hatice, hayaller suya düştü, ben ne diyeceğim şimdi Dündar'a... Bir daha gözükmesin gözüme o şıllık! Ah be birader, gencecik geberip gittin, bıraktın benim başıma bunu... Bak şimdi başıma gelene... Karı koca üzüntüden çok öfkeyle oturup Şevval'in arkasından söylenmeye başladılar... > DEVAMI YARIN