Yadigar hüzünle sarıldı kardeşine

A -
A +

Kapı çalındığı zaman Payidar ablası ve anne babası için yaptığı kahveleri götürüyordu. Tepsiyi masanın üzerine bırakıp koştu. Gelenler Yalçın ve karısıydı. Yalçın her zamanki gibi şımarık tavrıyla girdi içeriye: - Hey millet, biz geldik!.. Şefika Hanımın yüzündeki mutluluk gözlerine yansımıştı. Fırladı oturduğu yerden: - Aslan oğlum benim hoş geldiniz... Ne iyi ettik de çağırdık hepinizi. O kadar özlemiştik ki... Yalçın annesine sarılıp kucakladı. Döndürmeye başladı. Şefika Hanım hem gülüyor hem de bağırıyordu: - Dur deli oğlan, indir beni... Şevket Bey mutlulukla izliyordu onları. Yalçın hemen babasına döndü: - Babacığım, ne var ne yok? Elini öptü babasının. Şevket Bey onun omzunu okşayarak cevap verdi: - İyidir oğlum, nasıl olalım, biz gördüğün gibiyiz. Bu arada Neslihan da içeri girmiş, mesafeli bir tavırla kayınvalidesinin, ardından da kayınpederinin elini öpmüştü. Yalçın Yadigar'a döndü: - Abla? Ne o, kayıplardasın hep, kocan mı bırakmıyor seni, görüşemiyoruz... Yadigar hüzünlü bir tebessümle sarıldı kardeşine: - Saçmalama Yalçın, neden bırakmasın, ben de özledim sizi ama olmadı işte, neredeyse üç ay oluyor görüşmeyeli... Merhaba Neslihan, hoş geldin canım... Neslihan görümcesiyle sarıldı. Şevket Bey ve Şefika Hanım sevinçle izliyorlardı bu manzarayı. Yalçın koltuklardan birine oturdu, etrafına baktı: - Bizim ağır abi gelmedi mi daha? Şefika Hanım hayretle baktı oğluna: - Ağır abi de kim oğlum? - Yavuz Bey anne... Yavuz Tuncer Beyler!.. Ardından manalı bir şekilde gülümseyerek ekledi: - Ve muhteşem eşleri Tülay Hanımlar.... Payidar bir kahkaha attı ağabeysine bakıp. Şefika Hanım kaşlarını çattı: - Deme oğlum öyle... Ağabeyin alınır sonra... Bu sırada kapının sesi duyuldu. Yalçın başını salladı: - Bak iyi insanmış, lafının üstüne geliverdi, gördünüz mü?!.. Gerçekten de gelenler Yavuzlardı. Oğlu Mert koşarak daldı oturma odasına: - Dedeciğim... diyerek atıldı Şevket Beyin kollarına. Yaşlı adam sevgiyle kucakladı torununu. Yavuz biraz tedirgindi. Sanki geçiştirmek istermiş gibi herkesi öptü sırayla. Tülay ise her zamanki gibi asık yüzüyle girdi içeriye. Kimseyle tokalaşmadı, sadece: - Herkese iyi akşamlar, diyerek koltuklardan birine oturdu. Son derece tavırlıydı. Şefika Hanım usulca sordu: - Nasılsın kızım? Anneniz, babanız nasıllar? Yavuz korkuyla baktı karısına. Onun ters bir cevap vermesinden çekindiği her halinden belliydi... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.