Yalçın sofradakilere baktı teker teker. Sonra arkasına yaslandı: - Eveeet! Tavuk yemeyecek miyiz yahu? Annem nerede? Şevket Bey Payidar'a döndü: - Haydi kızım, annenle ablana seslen de gelsinler, yemeğimizi bitirelim. Birkaç dakika sonra herkes yeniden sofradaydı. Ama garip bir suskunluk vardı herkeste. Şevket Bey gergin ve üzüntülü havayı dağıtmak için gülümsedi: - Yemekler de çok lezzetli olmuş hanım! Ellerine sağlık. Gelinine döndü: - Beğendin mi kızım Neslihan? Neslihan şaşkındı. Olanlar karşısında ne düşüneceğini, ne yapacağını bilemiyordu. Onun da kocasının ailesine çok yakın olduğu söylenemezdi ama en azından saygısızca davranışları olmuyordu. Çok fazla bir arada olmaktan hoşlanmasa da arada bir yapılan ziyaretlere ses çıkartmazdı. Onun ilgi alanı daha başkaydı. Bu tür ziyaretleri vazife kabilinden yapar, geçiştirirdi. Yalçın evlendiğinden beri bir gün olsun kayınvalidesini ve kayınpederini evinde ağırlamamıştı. Neslihan'ın bütün derdi lüks bir hayat yaşamak, bol para harcamak, gezip tozmaktı. Bunun dışında başka bir şeyi kafasına takmazdı. Bugün de üzerindeki elbise nereden baksan Şevket Beyin bir aylık maaşı kadar fiyattaydı. Sürekli marka giyinir, bunlarla da övünürdü. Genç kadın kayınpederinin sorusuna hafifçe tebessüm ederek cevap verdi: - Ellerinize sağlık... Bu sırada kapı çalındı. Yadigar bir anda telaşlanmıştı. Yalçın'ın gözünden kaçmadı bu panik: - Saffet Bey teşrif ettiler herhalde... Gerçekten de gelen Saffet'ti. Odaya girdiği zaman içkili olduğunu herkes anlamıştı. Suratı kıpkırmızıydı. - Cümleten merhaba, biraz uzadı işim... Sofraya oturdu ve karısına döndü: - Yadigar, kalk bana yemek koy... Yadigar hızla fırladı yerinden. Hemen kocasına servis hazırladı ve uzattı. Yalçın küçümser bir ifade ile sordu Saffet'e. Dudaklarında alaycı bir tebessüm vardı: - N'aber enişte? Uzun zamandır görüşemedik... - İyilik Yalçın. İş güç işte... Karısına dönüp bağırdı: - Su getir Yadigar! Şevket bey dudaklarını ısırdı. Yan gözle karısına baktı. Şefika Hanım bitkin görünüyordu. Saffet kocaman bir dilim ekmeği bir seferde soktu ağzına. Neslihan onun bu halini görünce yüzünü buruşturdu. Yadigar ise utancından kıpkırmızı olmuştu. Ağzındaki lokmayı bitirmeden konuştu Saffet: - Payidar, geçen gün seni bizim Sedat'ın arabasında gördüm. Nereden tanıyorsun sen Sedat'ı? Payidar az kalsın boğuluyordu. Gözleri korkudan kocaman olmuş bir şekilde babasına çevirdi başını. Şevket Bey şaşkın bir halde kızına bakıyor, damadının ne dediğini anlamaya çalışıyordu!.. > DEVAMI YARIN