"Yarın Selim'le pikniğe gideceğiz!"

A -
A +

Selim hızlı adımlarla yürüyen iki kardeşin arkasından yetişti ve elini İpek'in omzuna attı: - Bu ne sürat? Nereye böyle koşarak? Gül kardeşinin erkek arkadaşından çok fazla hoşlanmıyordu. Yüzünü buruşturarak adımlarını hızlandırdı ve birkaç metre uzaklaştı onlardan. İpek ise gülümsedi: - Eve gidiyoruz Selim... Genç adam dudak büktü: - Düşündün mü söylediklerimi? Gel gidelim buradan! Bak yarın bir araba ayarlayacağım. Bu fırsat bir daha elimize geçmez İpek. Seninle yaşamak istiyorum. İpek çekingen bir ifadeyle sordu: - Nereye gideriz? Ne yaparız? - Elbette gidecek bir yer buluruz. Anneni düşünme, başta belki kızar, söylenir ama sonra affeder nasıl olsa. Hep böyle olmamıştır. Düşün, seninle mutlu bir yuvamız olur. Genç kızın içi gitmişti. Sevdiği gençle birlikte yaşamak için neler vermezdi. Selim ekledi: - Biraz para bulursak eğer daha da rahat kurarız hayatımızı. Annende yok mudur? Borç olarak alsak.... Tereddüt etti genç kız: - Nasıl olur Selim? Annemden para isteyemem ki, hele hele Selim'le gidiyorum deyip de nasıl isterim? Selim üstelemeye devam etti: - İstemeyeceksin, alacaksın. Sonra ödeyeceğiz dedim. - Ama... Genç adam başını genç kıza yaklaştırdı: - Haydi o zaman, bir kerecik benim için bir şey yap. Bir ömür birlikte olacağız. Anneni özlersen o da yumuşamış olur bir süre sonra gelir elini öperiz.. Haydi kırma beni... Selim'i kaybetmek korkusu zaten gecelerdir uyutmuyordu genç kızı. Bir gün okul çıkışında tanışmıştı bu genç adamla. Selim yanına yaklaşmış, kendisini çok beğendiğini ve arkadaşlık etmek istediğini söylemişti. O gün kaçarcasına uzaklaşmıştı İpek ama aklı da bu yakışıklı gence takılı kalmıştı. O günden sonra her gün gelmişti Selim. Sonunda İpek bu teklifi kabul etmiş, ama görüşmeleri okul çıkışında onar, on beşer dakikayla sınırlı kalmıştı. Yaklaşık altı aydır bu ilişki devam ediyordu. İpek birkaç saniyelik tereddütten sonra: - Tamam, geleceğim... Dedi. Verdiği kararın sevdiği gençteki etkisini ölçmek istercesine dikkatle baktı Selim'in yüzüne. Genç adamın yüz hatları gevşemişti: - Harika, o zaman yarın sabah yedi buçukta seni duraktan alırım. İpek başını sallayarak adımlarını hızlandırdı. Az ilerisinde yürümekte olan kardeşine yetişti. Ona yalan söylemek zorundaydı: - Yarın okulu kıracağım. Selim'le birlikte pikniğe gideceğiz. Gül omuzlarını silkti: - Ne yaparsan yap! Annem duyarsa neler olabileceğini de unutma! - Nereden duyacak ki? Diye söylendi. Sen bir şey söylemezsen duymaz. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.