"Yasalar önünde o benim kızım!.."

A -
A +

Selim dikkatle takip ediyordu ağabeyinin hareketlerini. Herkesin gözlerinde saklamak istediği kuşkulu bakışlar takılıydı. Kerim Bey derin bir nefes aldı, garip bir ses tonuyla sordu: - Ne yapmak istiyorsun Selim? Bunca seneden sonra yapmak istediğin şey ne? Selim arkasına dayandı. Yan gözle telaş içinde kendilerini izleyen Asuman Hanıma baktı, sonra geldiğinden beri dudaklarından eksik etmediği alaycı gülümseme ile cevap verdi: - İçimde bunca senedir bir acı var. Buna öfkemi de ekle ağabey! Hayatımı değiştirmekle kalmadın, kaç kişinin birden geleceğini kararttın. Herkes sindi, pustu bir köşeye çekildi. Kimse itiraz edemedi. Bunu hazmedemiyorum, böylesine büyük bir despotluğu kabullenemiyorum. Kızım yirmi bir yaşına geldi. Gerçekleri öğrendiği zaman elbet bana hak verecektir. Beni anlayacaktır ve değerlendirmelerini ona göre yapacaktır. Mutlaka sarsılacak, mutlaka gelgitler yaşayacak. Ama sonunda sağlıklı düşünebilecek. Herkes hak ettiğini bulacak abi!.. Yalanlar üzerine kurulu bir hayatı yaşamayacak benim kızım... Ayrıca şu içinde yaşadığın lükste benim de payım var. Hakkıma düşeni ve kızımı alıp gideceğim buradan. Buna engel olamayacaksın... Bunca sene kızımın büyümesini bekleyerek içimdeki öfkeyi besledim. Benim hayatımı, kızımın hayatını Cemile'nin hayatını mahvettin. O kadının ne günahı vardı? Birbirimizi sevmekten başka ne suçumuz vardı?!. Kerim Beyin gözleri kısılmıştı. Duyduklarından hoşlanmadığı belliydi. Sinirli hareketlerle parmaklarını oynatıyor, dişlerini sıkıyordu: - Zeynep'in kafasını karıştırmana izin veremem. - Buna sen karar vermeyeceksin!.. - O benim kızım. Yasalar önünde benim kızım... Selim bir kahkaha attı: - Sen yasaları tanıyor musun abi? Senin kendi yasaların var, sen onlardan başka bir şey bilmezsin. Ama buna "dur" diyeceğim artık. Kerim Bey ayağa fırlayıp işaret parmağıyla kapıyı gösterdi: - Defol git bu evden! Bu evde senin işin yok! Asuman Hanım ağlıyordu. Selim ayağa kalktı: - Zaten senin nefes aldığın bir yerde durmak istemiyorum. Havası kirli buranın. Ama kızım da durmayacak. Kapıya doğru ilerledi. Tam çıkmak üzereyken geri döndü: - Bu pislik içinde yaşamayacak artık. Çünkü sen bulunduğun yeri kirletiyorsun!.. Başka bir şey söylemeden çıktı salondan. Kerim Bey başını geriye attı. Yüzü gerilmişti. Kendi kendine mırıldandı: - Hiçbir şey yapamazsın... Buna izin vermeyeceğim... Zeynep'i benden alamayacaksın!.. Asuman Hanım irkilerek baktı ağabeyine. Onun gözlerinde gördüğü hırs ve hiddet ürkütmüştü kadını. Bir şeyler söylemek istedi ama sesini çıkartmaya korktu. Kerim Bey piposunu yakıp derin bir nefes aldı. Dumanlar mavi bulutlar halinde tavana doğru yükseldi ve dağıldı. Hiçbir şey söylemeden salondan çıkıp çalışma odasına geçti. Asuman Hanım ise hâlâ ağlıyor, bundan sonra olacaklardan korkuyordu. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.