Yaşlı kadına acıyarak baktı

A -
A +

Olcay hanım ise boğuk bir çığlık atarak elleriyle yüzünü kapatmıştı. Orhan sakin bir şekilde devam etti: - Yapmak zorundasınız Enver bey. O benim oğlum, bunu inkar edemezsiniz. Merak etmeyin, tercih hakkı onun olacak. Nerede olmak isterse ona saygı duyacağım. Ama babasının varlığını, onu bulmak için neler yaşadığını, neden bunca sene ondan uzakta olduğumu bilmesi lazım. O akıllı bir çocuk. Size teşekkür ederim, onu gerçekten iyi yetiştirmişsiniz. Kendi aklı, fikri var. Gerçekleri bilsin ve ona göre tavrını belirlesin. Benim, oğlumun hayatını kahvetmek gibi bir düşüncem yok asla. Olcay hanım ilk defa söze karıştı: - Bütün bunları öğrenmesiyle hayatı mahvolacak!.. Orhan yaşlı kadına acıyarak baktı. Çökmüştü Olcay hanım, seneler önce gördüğü o mağrur ifadesi hâlâ duruyordu yüzünde ama yüzü kırışmış, saçları ağarmıştı. - Hanımefendi, sanmıyorum Orhan'ı düşündüğünüzü. Siz kendi durumunuzu düşünüyorsunuz şimdi. Torununuz sizi suçlarsa, sizi bağışlamazsa diye düşünüyorsunuz. Bütün korkunuz o. Onu düşünseydiniz, bunca zaman ana baba hasretiyle yanmasına izin vermezdiniz. Ben sizin ayarınızda bir insan olmayabilirim. Ama çok şükür, hayatımda başımı önüme eğecek hiçbir dönem yok. Şerefimle yaşadım. Namusumla, emeğimle kazandım, hayatımı sürdürdüm. Sizin suç dediğinız tek şey ise kızınızı çok sevmem oldu. Biz Selda'm ile birbirimizi çok sevdik ve kısacık beraberliğimizde çok mutlu olduk. Ama kader işte... Elden ne gelir... Onun tek anısını da siz benden aldınız. Eğer işlenmiş bir suç varsa bedelleri çoktan ödendi. Enver bey çöktü koltuklardan birine: - Benden çok fazla şey istiyorsun... - Hayır, bilakis sizden hayatınızda bir kerecik olsun mantıklı düşünerek davranmanızı istiyorum. Bakın beyefendi, ben Emre Can'a her şeyi kendim de anlatabilirdim. Bütün olanları, tek tek... Ama yapmadım. Sizi düşündüm. Her şeye rağmen bunca yıl oğluma bakıp onu büyüttünüz. Onun dedesi ve anneannesisiniz. Onun hayatında çok önemli bir yeriniz var. Buna saygı duyuyorum. Olan oldu, yaşanan yaşandı. Kinle, öfkeyle hiçbir şey elde edemeyiz. Şimdi bütün olanları telafi edebilecek bir fırsat var önümüzde. Merak etmeyin, beni yine görmezsiniz, ama hiç olmazsa evlat hasretimi sona erdirin. Bakın siz de evladınıza hasrettiniz. Bunun ne demek olduğunu benim kadar iyi bilirsiniz. Sizden rica ediyorum. Anlatın Emre'ye. Kararını o versin. Onun vereceği her karara saygı duyacağıma söz veriyorum... Sustu. Ela gözleri merakla bakıyordu karşısındaki yaşlı insanlara. Enver bey kuruyan dudaklarını ıslattı diliyle. Çaresizdi. Bitkindi. Tekrar sordu Orhan: - Yapacak mısınız? Oğluma gerçeği anlatacak mısınız? Enver bey elini kaldırdı: - Git buradan Orhan... Git ne olur... İlk defa adını telaffuz etmişti adam. Orhan onlara acıyarak baktı. Hiçbir şey söylemeden yavaşça kalktı oturduğu yerden ve dışarı çıktı. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.