Korkuyla büyüdü kadının gözleri: - Birkaç saat mi? Aman Allah'ım, ölürüm ben sen gelene kadar... Olmaz Meral, otur bizimle, bizim yanımızdan ayrılma. Hadi kızım, kapat bu konuyu... Ferit bey de karısını tasdikledi sözleriyle: - Annen haklı kızım, otur bizimle, bak sen yanımızda olunca rahatız... Ya sana da bir şey olursa yaşamayız biz. Meral gözlerini kısarak baktı babasına: - Ben ölüyorum, peki bunu farkında mısınız bari? Karı koca bir anda haykırdılar: - Allah korusun, Allah korusun... Meral acı ile gülümsedi onlara: - Evet, ben diri diri ölüyorum. Ama bunu anlamayacak kadar kendinizi kaybettiniz artık, ne diyeyim? Meral ağlayarak odasına koştu. Yatağının üzerine kapanıp hıçkırmaya başlamıştı. Artık kendine hakim olamıyor, kontrolünü elinde tutamıyordu. İçinden taşan isyan dalgası öfkeyle birlikte daha güçleniyor, aklına olmadık düşünceler yerleşiyordu. Anne ve babasının anormal hale gelen düşkünlükleri genç kızı artık iyice bunaltmış, yaşanan acı olayların ardından içinde olması gereken hoşgörüyü, anlayışı yok etmeye başlamıştı. Kafasının içinde dönüp duran fikirler iyice belirginleşiyor, o anda başka hiçbir şey düşünmeden sadece o fikirlere odaklanıyordu. Hırsla fırladı yatağın üzerinden. Dolabın üst rafında duran küçük valizi aldı, çekmecelerinden birkaç parça eşya doldurdu içine. Gerekli olan diğer malzemeleri de yerleştirdi. Yatağının kenarında duran komodinin üzerindeki Serdar'ın resmini de koydu itina ile. Ardından neler olacağını aklına bile getirmiyordu. Valizini hazırladıktan sonra yatağın altına itti. Tekrar uzandı. Çok geçmeden oda kapısı açıldı. Ferit beydi gelen: - Haydi kızım mezarlığa gidiyoruz. Meral başını kaldırmadan cevap verdi: - Ben gelmeyeceğim, uykum var. Yaşlı doktor kalakalmıştı kapının önünde, şaşkınlıkla baktı kızına: - Olur mu hiç kızım, ağabeyine ziyarete gidiyoruz. Sen gelmezsen olmaz! Meral gözlerini kıstı, babasına dik dik baktı: - Baba! Lütfen bari burada, evin içinde rahat bırakın... Ben gelemiyeceğim... Ferit bey boynu bükük bir şekilde ayrıldı kapıdan. Çok geçmeden aynı ısrarları tekrarlayarak Nevin hanım geldi. Durmadan ağlıyordu. Yalvardı kızına gelmesi için. İlk defa itiraz ediyordu Meral. Bunu, akşamki kısa süren münakaşaya bağlıyorlar, unutması için yalvarıyorlardı. Sonunda pes ettiler. Nevin hanım, gözleri yaşlı bir şekilde sokak kapısına yürüdü: - Aman kızım, biz hemen geleceğiz, başına bir şey gelmesin, hemen yat bari! Ben ağabeyine söylerim, çok yorgun derim... Nasıl da sever seni bilirsin, gözünün bebeği gibi sakınır seni... Meral nefes alamadığını hissediyordu. Bütün gücüyle bu saçma sözlere dayanmaya çalışıyor, yumruklarını sıkıyordu. Birkaç dakika sonra Ferit bey ve Nevin hanım çıktılar. Meral koşarak pencerenin ardına saklandı, arabanın hareket edişini ve uzaklaşmasını perdenin arkasından izledi. Gittiklerinden iyice emin olunca hemen telefona koştu... DEVAMI YARIN