Aylin gülümseyerek yaklaştı genç adama: - Seni daha erken bekliyordum... Öğle tatilim biteli çok oldu. Onur telaşla atıldı: - Biliyorum ama eski bir arkadaşımla yemek yedim. Okuldan sınıf arkadaşım. Fikret... Fikret Tokoğlu. Avukat. Adnan Tokoğlu'nu tanırsın belki... Aylin yeşil gözlerini coşkuyla açtı: - Şu meşhur Avukat Adnan Tokoğlu mu? Onu kim bilmez ki!.. Son derece popüler bir adamdır. - Evet, onun oğlu... Benim çok iyi arkadaşımdır. Onunla birlikteydim. Nişanlısıyla birlikte bizi davet ediyor. Ne zaman uygun olur senin için? Tanışmanı isterim. Belki benim çevremden birilerini tanımak senin de hoşuna gider... Aylin muzip bir gülümseme ile dinledi Onur'u: - Tabii ki isterim. Ben de hocayla konuştum bu akşam için. Nöbeti devrettim. Bu akşam serbestim anlayacağın. Yarın gideceğini düşündüğüm için... Onur heyecanlanmıştı: - Sen harika bir kızsın Aylin... Gerçekten. Hani filmlerde vardır, klişeleşmiş laftır ama söylemeden edemeyeceğim. Sana duyduğum yakınlık yıllardan beridir varmış gibi. Seni o kadar yakın hissediyorum ki kendime... Öylesine seninle bütünleşmişim gibi geliyor ki... Aylin kıkırdadı: - Çocuk gibisin Onur! Genç avukat hemen telefonunu çıkartıp arkadaşını aradı: - Fikret, ben Aylin'in yanındayım, bu akşam müsaitiz. Eğer sizin için de uygunsa akşam yedi olur mu? Sevgi de uygun mu acaba? Kafasını sallayarak verilen cevabı dinledi. Memnun bir şekilde bağırdı: - Tamam arkadaşım. Saat yedide bugün gittiğimiz yerde buluşuruz o zaman... Aylin'e döndü: - Sevgi'yi de yıllardır görmedim. Biz okuldayken bizden iki sınıf aşağıdaydı Sevgi. O zaman tanıştılar Fikret'le. Uzatmalı sevda anlayacağın. Bu yaz başında evleneceklermiş nihayet. Aylin sakin bir şekilde dinliyordu Onur'u. Dinlerken onu inceliyor, tepkilerini, davranışlarını, hareketlerini izliyordu. Bir süre oturdular kafeteryada. On beş dakika sonra Aylin ayağa kalktı: - Şimdi izin isteyeceğim Onur. Servise çıkmam lazım. Çok bile kaldım burada. Hoca birazdan arar beni. Akşam orada buluşuruz. Onur atıldı: - Gelip alayım seni buradan? Başını iki yana salladı Aylin: - Hiç gerek yok. Yeri biliyorum. Ben saat yedide gelirim oraya. Buraya kadar gelme... Hoşça kal! > DEVAMI YARIN