Yıldırım gibi girdi içeriye

A -
A +

Hayrettin Bey yumruklayarak çalıyordu sokak kapısını. Elmas korkuyla fırladı yerinden. Annesine baktı yan gözle. Şefika Hanım mırıldanmaya başlamıştı: - Bismillahirrahmanirrahim... Neler oluyor, kim bu? Gürültüye Zaliha Hanım da kalkmış, uykulu gözlerle salonda oturan Şefika Hanıma bakıyor, neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Elmas hemen koştu kapıyı açtı. Yıldırım gibi girdi içeriye Hayrettin Bey. - Nerede? Baban olacak o sahtekâr nerede? Oturma odasına bakınca Şefika Hanımı gördü ve hiç düşünmeden yürüdü kadının üstüne: - Yaktınız beni hırsızlar, yaktınız beni!.. Zaliha Hanım hayretle bakıyordu kocasına. Kaşları çatıldı bir anda: - Ne oluyor Hayrettin? Ne bu halin, kim yaktı? - Bu şıllığın babası yaktı kim olacak! Elmas'a döndü: - Çabuk defol evimden!.. Oğlum öldü, şimdi de baban olacak o alçak bütün paramı alıp kaçtı. Dolandırdı beni... Mahvıma sebep oldu... Onu kıytırık oduncu dükkanından çıkartıp ben getirdim buraya. Kalleş herif! Kadınlar hiçbir şey anlamamışlardı. Hayrettin Bey bir solukta olanları anlattı. Zaliha Hanım feryat etmeye başlamıştı. Şefika ne yapacağını şaşırmıştı. O da kendini temize çıkarmak için sabah yaşadığı hadiseyi nakletti. Tevfik gitmişti. Ortağının kendisine olan güvenini suiistimal ederek bütün alacakları piyasadan toplamış ve hepsini kendi hesabına yatırarak toz olmuştu ortalıktan. Hayrettin Bey, Şefika Hanımla Elmas'a öldürecek gibi bakıyor, bu iki aciz kadından bütün hıncını çıkarmak istiyordu. Ama o da biliyordu ki bu zavallı kadınlar hiçbir şeyin çözümü olamazlardı. Zaliha feryatlar arasında Elmas'ın önüne dikildi: - Al çocuğunu defol bu evden, senin yüzünü görmek istemiyorum artık. Şefika Hanıma döndü: - Al kızını defol!.. Hayrettin fırladı ayağa: - Ortadan yok olmayın. Önce polise gideceğiz. Bütün bana anlattıklarını anlatacaksın polise. Dava açacağım, mahkemeye vereceğim kocan olacak o sahtekârı... Şefika Hanım ellerini iki yana açtı: - Ne yaparsan hakkındır Hayrettin Efendi. Ne yaparsan hakkındır. Bulursan onu bize de haber ver. Yürü, nereye gidip ne diyeceksek diyelim, ondan sonra da başımızın çaresine bakalım... Gerçekten Hayrettin, Elmas'ı da, Şefika Hanımı da alıp karakola gitti. Orada suç duyurusunda bulunup kadınların ifade vermelerini sağladı. Polis gereken işlemleri yaptıktan sonra beklemelerini söyleyerek gönderdi onları. Dışarı çıktıkları zaman Hayrettin selam bile vermeden yürüyüp kızgın adımlarla uzaklaştı. Ana kız kalmışlardı sokağın ortasında. Şefika kızının omzuna elini koydu: - Haydi yavrum, gidelim evimize. Elmas kucağında çocuğu, annesinin elinde eşyasının bulunduğu valiz ağır adımlarla yürümeye başladı. *** Aradan bir buçuk ay geçmesine rağmen Tevfik'ten hiçbir haber yoktu. Sırra kadem basmıştı adam. Şefika Hanım onun bir daha dönmeyeceğini düşünüyor, bunca senelik hayat arkadaşının artık tamamen hayatlarından çıkıp gittiğini hissediyordu. Oturdukları evden çıkmak zorunda kalmışlardı. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.