Yadigar kocasının çayını koyup kenara çekildi. Saffet hâlâ söylenmeye devam ediyordu. Yadigar dudaklarını ısırdı, ardından usulca mırıldandı: - Sokağa mı atayım Saffet, ne olur biraz anlayışlı olsan!.. Saffet ağzındaki lokmayı bitirmeden bağırınca ekmek kırıntıları saçıldı dört bir yana: - Beni zıvanadan çıkartma kadın, şimdi tokadı patlatacağım. Ben ne diyorum sen ne diyorsun? Yadigar susmuştu hemen. Kocası gidene kadar bir daha da ağzını açmadı. Saffet'i geçirdikten sonra koşar adımlarla annesinin odasına gitti. Şefika Hanım hâlâ pencerenin kenarındaki sedirde oturuyordu. - Anneciğim, haydi kahvaltıya... Yaşlı kadın usulca kalktı yerinden. Damadının gür sesi onun kulağına kadar gelmiş, konuştuğu her şeyi duymuştu.. Duvara tutuna tutuna yürüdü. Bir gün önceki yorgunluktan bacakları tutmuyordu. Sofraya oturdu zorlukla. Yadigar hemen çayını doldurdu. Yaşlı kadın mırıldandı: - Payidar'ı merak ediyorum Yadigar! Payidar gitti evden... Genç kadın hayretle baktı annesine: - Nereye gitti anne? - Sorma kızım, evli bir adamla arkadaşlık ediyormuş, adamın karısı geldi evimize, kızınıza sahip çıkın diye, yerin dibine girdik kızım. Payidar eve gelince de baban bir tokat attı suratına, çekip gitti... Yadigar başını geriye doğru attı: - Neden tokat attı babam? Koskocaman kız, herkes kendi yaptığından sorumlu oluyor sonunda, bak ben sesimi çıkarabiliyor muyum hiç? Kendim ettim kendim buldum deyip oturuyorum... Şefika Hanım şaşırmıştı: - Olur mu kızım, yuva yıkılıp üzerine yuva mı kurulur hiç? Olacak iş mi bu? O yuva mutlu olur mu? Biz böyle mi öğrettik size? Hani ahlak kavramları, faziletlerimiz? Yadigar acı bir gülümseme ile baktı annesine: - Bırak anne bunları... Şimdi bunların hiçbir önemi kalmadı. Şefika Hanım sesini yükseltti bir anda: - Yadigar, sen mi söylüyorsun bunları, tanıyamıyorum kızı seni... Kardeşin evli bir adamla birlikte, hem de kendinden otuz yaş büyük... Yadigar iki yana salladı başını, gözleri bir garip parlıyordu: - Mutluysa öyle mutlu olsun anne... Karışmayın, ben de mutlu olacağımı bilsem neler yapmazdım... Şefika Hanım bir lokma ekmeğin üzerine biraz yağ biraz reçel koyup ağzına attı: - Çok mu hırpalıyor kocan seni kızım? Yadigar bir kahkaha attı: - Ne yapacaksın anne? Hırpalasa bir faydan mı dokunacak, diyelim ki hırpalıyor, Saffet'e bir şey mi diyeceksin? Engel mi olacaksın? Yaşlı kadın şaşkınlık içinde baktı kızına. Tuhaf davranıyordu Yadigar. Konuşmamayı tercih etti. > DEVAMI YARIN