Cevdet Bey telefonu kapattıktan sonra koltuğuna yaslandı. Dudaklarında hırslı bir gülüşün izleri vardı. Kendi kendine söylendi: - Şimdi gör bakalım gününü beyefendi. Benden kız almak o kadar kolay değildir. Adamın hayatını cehenneme çeviririm ben. Biraz önce Gümüldür'deki tatil köyüne telefon etmiş, patronla görüşmüştü. Nejat'ın derhal işten atılmasını emretmişti. Patron ısrarla sebep sormuş ama Cevdet Bey bir açıklama yapmamıştı. Eğer bu isteği gerçekleşmezse bir daha asla şirketinin rezervasyonlarını bu tatil merkezine yaptırmayacağını da eklemişti. Şayet arzusu gerçekleşirse gelecek yıl için şimdiden yüz kişi garanti ediyordu. Patronun ne cevap vereceğini beklemeden de kapatmıştı telefonu. Ona göre her şey para ile halledilebilirdi. Herkesin bir fiyatının olduğu muhakkaktı... Keyif içinde kahvesini yudumlamaya başladı. Cevdet Bey'in aradığı tatil köyünün patronu ise telefonu kapattıktan sonra düşünceli bir şekilde arkasına yaslandı. Hiç bu şekildeki dayatmalardan hoşlanmazdı ama Cevdet Boran herhangi bir insan değildi. Büyük bir holdingin patronuydu ve emrinde yüzlerce kişi çalışıyordu. Şirketin elemanları senelik izinlerini genellikle holdingin anlaşmalı olduğu bu tatil köyünde geçirirlerdi. Bu da sezonda bir ay tatil köyünün neredeyse tam olarak dolu olması demekti. Sıkıntıyla bakındı etrafına. Nejat'ı seviyordu. Son derece efendi ve aklı başında bir gençti. Hem de Aydınlı iş adamı İrfan Beyin önerisiyle işe almıştı kendisini. Çok koşturan, işten gocunmayan saygılı bir çocuktu. Hiçbir bahane bulmadan onu işten çıkartmak işine gelmiyordu. Cevdet Bey konuşturmamıştı bile kendisini. Hâlbuki konuşabilse bu gencin zaten bir ay sonra askere gideceğini söyleyecekti. Ama asıl merak ettiği Cevdet Boran gibi bir adamın Nejat'tan ne istediğiydi. Sekreterini çağırarak emir verdi: - Kızım, bana Nejat'ı çağırın. Nejat kapıyı yavaşça tıklatıp içeri girdi. Terbiyeli bir şekilde gülümsedi: - İyi günler efendim, beni istetmişsiniz. - Gel Nejat, otur şuraya oğlum. Bir şey içer misin? Nejat şaşırmıştı. Başını iki yana salladı: - Teşekkür ederim efendim. Almayayım. Patron yutkundu: - Nejat, Cevdet Boran'la alıp veremediğin ne oğlum senin? Genç adamın yüz hatları gerildi birden. Her şeyi anlayacak kadar zeki bir insandı: - Ben Cevdet Beyin kızı ile evlendim efendim. Eğer sizden benim için bazı müeyyideler istediyse bu yüzdendir. Beni asla kabul etmiyorlar. Patron hayretle gözlerini açmış, şaşkınlıkla bakıyordu genç adamın yüzüne... DEVAMI YARIN