Yüz hatları gerilmişti yine Kerim Beyin!..

A -
A +

Kerim Bey çalışma odasına girip kapıyı kapattı. Kahverengi ceviz masaya geçti. Masa lambasını yakarak koltuğuna oturdu. Üst çekmeceden telefon rehberini çıkartıp telefona uzandı. Numaraları tuşlayıp beklemeye başladı. Neden sonra karşı taraftan tok bir erkek sesi duyuldu: - Efendim? - Halil Bey? Ben Kerim Türkmen... Karşı taraftan duyulan ses tonu hemen değişerek saygı ve çekingen bir ifadeye büründü: - Günaydın Kerim Bey, ben de sizi arayacaktım birazdan... - Ne var ne yok? Karşı taraf hafifçe öksürdü ve anlatmaya başladı: - Beyefendi, gece saat on bir gibi buraya geldiler. Yemek yedikten sonra biraz oturdular. Daha sonra kızınız yukarı çıktı ama on beş dakika sonra tekrar lobiye indi. Genç bir delikanlıyla birlikte yaklaşık bir, bir buçuk saat kadar baş başa oturdular. Bu sabah yine o gençle birlikte kahvaltı etti ve ikisi birlikte gruptan ayrı olarak dolaşmaya başladılar. Görünüşe bakılırsa duygusal bir yakınlık içindeler... Kerim Beyin yüz hatları gerilmişti. Gözlerini kısarak dişlerinin arasından fısıldadı: - Tamam Halil. Sen takip etmeye devam et. Ha, bu genç kimin nesiymiş bir öğren bakalım. Evi barkı neredeymiş, adı neymiş, ne gerekiyorsa bütün bilgileri topla. Tekrar konuşuruz. - Baş üstüne efendim. Başka bir şey söylemeden telefonu kapattı. Arkasına yaslanarak cebinden piposunu çıkarttı. İçine tütün doldurarak tütünlerin yerleşmesi için masaya vurdu. Sonra yaktı. Dumanlar yoğun bir şekilde tavana doğru yükselmeye başlamışlardı. Sadece masa lambasının aydınlattığı odada yukarı doğru yükselen dumanlar çeşitli şekiller aldılar. Gözleriyle onları takip etti. Canı sıkılmıştı. Zeynep'in hayatına kendisinin tanımadığı ve onaylamadığı birisinin girmesine asla izin veremezdi. Eğer böyle yapmazsa olacak olayların önüne geçmesi mümkün olamazdı. Zeynep'in o güne kadar yaşadığı tüm zamanları kontrol altında tutmayı becerebilmişti. İlkokuldan beri arkadaşlarının kim olduğunu bilmekle kalmamış, hepsinin ailesi, geçmişi hakkında en ince ayrıntısına kadar bilgi sahibi olmuştu. Bu izleyiş lise yıllarında da devam etmiş, genç kızın kendi başına bir yere gitmesine izin vermemişti. Üniversiteye girdiği zaman işinin daha da zorlaşacağının bilincindeydi ama Zeynep'in haberi olmadan sürekli onu izlettiriyordu. Kızgınlıkla soludu. Bu geziyi öğrendiği zaman Zeynep'i kontrol etmekle görevlendirdiği Halil'i aramış ve derhal hazırlanıp Uludağ'a gitmesini emretmişti. Adım adım takip ediyordu kızını. Bundan hiç kimsenin haberi olmuyordu. Arkasına yaslanıp kendi kendine mırıldandı yüksek sesle: - Bunun böyle olacağı belliydi. Saatine baktı, on bire geliyordu. Tekrar telefonu aldı avukatını aradı: - Turgay Bey, yeni bakıcı buldunuz mu? Aldığı cevaptan hoşlanmamış olacak ki sesi sertleşti bir anda: - Lütfen en kısa zamanda halledin bu işi. Önümüzdeki hafta bakıcı değişmiş olacak. Öfkeyle kapattı telefonu. Koltuğuna yaslanıp gözlerini kapattı. Başı çatlayacak gibi ağrıyordu... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.