Yüzü bir anda bembeyaz oldu!

A -
A +

Akif Ünlüer hariç herkes keyifli bir şekilde yemeğini yiyordu. Coşkun ise hemen yanında oturan bu bilim adamının çatık kaşlarını ve sessizliğini doğru tahlil edememenin verdiği tedirginliği iyice hissetmeye başlamıştı. Bir şeyler söylemek istediği anda Akif Bey arkasına yaslandı ve dik bir şekilde genç adama baktı: - Neden Dokuz Eylül'deki görevinizi bırakma ihtiyacını duydunuz? Şaşırmıştı Coşkun, dudak büktü: - Böyle bir niyetim yoktu hocam, Mithat Hocam bu teklifi getirince sizin gibi değerli hocalarımla çalışmak bana daha cazip geldi. Daha faydalı olabileceğimi düşündüm. Akif bu cevaba yine donuk bir tepki gösterdi. Bir lokma daha aldı yemeğinden. Tekrar bakışlarını genç adama çevirdi: - Memleketiniz neresi? Manisa Salihliliyim efendim. Akif'in yüzünden bir anda simsiyah bir bulut geçti. Yutkundu. Duygularını belli etmemeye çalışarak derin bir nefes aldı: - Adınız neydi sizin? - Coşkun efendim, Coşkun Ünal! Bir anda sanki bir mızrak saplandı Akif'in göğsüne. Yıllar önce Avukatıyla yaptığı bir konuşma kulaklarında çınladı. Avukat Tuncer Bey İzmir'e geldiği zaman kendisine gelişmeleri anlatırken söylemişti bu sözleri. "- İşlemler tamamlandı Akif. Her şey bitti. Yasal olarak oğlunun velayeti Yahya Ünal'a geçti. Nüfusuna kaydetti çocuğu. Adını Coşkun koydular." Yüzü bir anda bembeyaz olmuştu. Gözlerini kısarak baktı Coşkun'a. Onun gözlerinde sanki yıllar önce kaybettiği karısı Sevim gülümsüyordu. Arkasına yaslandı. İçinde kopan fırtınayı saklamak için olağanüstü bir gayret sarf ediyordu. Mithat Bey dikkatle baktı arkadaşına: - Akif, iyi misin, rengin sarardı? Elini kaldırdı: - Yok bir şey! İyiyim. Arkasına yaslandı. Bu andan sonra tabağındaki hiçbir şeye dokunmadı. Yemek bitene kadar sessiz kaldı. Mithat Bey onun sofrada sadece cisminin olduğunu, beyninin ise bambaşka yerlerde gezindiğini fark etmişti. Ama bunca yıllık arkadaşının tarzını bildiği için çok önemsememişti bu halini. Yemekten sonra Neriman Hanım kahvelerin nasıl olacağını sorduğu zaman Akif yerinden kalktı: - Ben kahveye kalamayacağım. Biraz yorgunum Neriman Hanım, kusura bakma... Eve gidip yatmayı düşünüyorum. Cevap beklemeden kalktı başıyla Coşkun'u selamladıktan sonra antreye doğru yürüdü... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.