Yüzünden bir bulut geçti!..

A -
A +

Akşam henüz çökmüştü. Pelin okuldan döneli bir saati geçmişti. Gerçekten de Ahraz Kadını bıraktığı gibi bulmanın sevinciyle o gün akşam yemeğini Pelin hazırladı. Sıcak bir tarhana çorbası yaptı. Ardından da bol kimyonlu bir patates yemeği pişirdi. Ekmeği Ahraz Kadın zaten haftalık yapardı. Taze yoğurtla da bol köpüklü bir ayran çalkaladı genç kız. Acıkmıştı bayağı. Oturduğu sedirin üzerinden kendisini seyreden Ahraz Kadına döndü: - Tamamdır ana, senin yemeklerin gibi olmaz ama gel iki lokma yiyelim. Ben bu patates yemeğini çok severim. Ahraz Kadının yüzünde alaycı bir ifade vardı. Yavaşça kalktı yerinden sofraya oturdu. Tam bu sırada çalındı kapı üç kere. Pelin irkildi: - Hayırdır inşallah kim bu? Hırkasının önünü kapatarak camdan dışarı baktı. Ahraz Kadın da elinde tahta kaşığı hafifçe kapıya doğru dönmüştü. - Kim o? - Benim Pelin, Murat, Ahraz Anaya bakmaya geldim. Pelin'in yüzü aydınlandı bir anda. Heyecanla döndü yaşlı kadına: - Aaa, Murat gelmiş. Yaşlı kadının yüzünden bir bulut geçti. Yanakları kızardı. Elleri titremeye başladı. Sık sık nefes alıp veriyordu artık. Yaşlı, yorgun yüreği bunca heyecana dayanamayacakmış gibi çırpınıyordu. Pelin kapıyı açmıştı. Murat: - Rahatsız ettim ama devriyeden dönüyorduk, bir uğrayayım dedim. Nasıl oldu anamız? Gülbahar bu sözleri duyunca eli ayağı kesilmiş gibi oldu. İçinden ılık bir şeyler akıyordu durmadan. Dudaklarını ıslattı diliyle. Başını çevirip hafifçe gülümsedi genç adama. Murat hayretle bağırdı: - Ooo, iyiyiz demek ki, aman ne güzel. Anam gülümsedi bana. Pelin sofrayı gösterdi: - Haydi gel yemek yiyelim. Şimdi oturacaktık biz de... Murat sofraya baktı, sonra başını dışarı uzatıp bağırdı emir erine: - Cafer, sen kahveye git, oyalan biraz. Bir iki saat sonra gel beni buradan al! Kapıyı kapatıp girdi içeri. Ellerini birbirine ovuşturdu: - Bu akşam kar geliyor galiba. Çok soğuk dışarısı. Tarhana çorbası... Patates yemeği. Bayılırım. Sofraya bakarak söylemişti bu sözleri. Pelin hemen bir tabak daha koydu safraya. Bir bakır kupaya ayran kattı. Ekmeği Murat'ın önüne koydu. Murat besmeleyle kopardı büyük somundan bir parça. Masadakilere bakarak gülümsedi: - Haydi afiyet olsun diyerek daldı çorbaya. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.