Belkıs ve kızı Leyla, Meliha Hanımın yanından geç vakitte ayrıldılar. Belkıs son model arabasına binip motoru çalıştırırken bir yandan da söyleniyordu: - Bu kadında bir ikiyüzlülük var... Leyla ise umursamaz bir şekilde omuz silkti: - Aman, bana ne ondan. O beni ilgilendirmiyor. Belkıs yan gözle baktı kızına: - Biliyorum, seni, ilgilendiren Meliha Hanım değil, oğlu! Kıkırdadı Leyla. Sahte bir tebessüm yayıldı yüzüne: - Aşk olsun anne! Belkıs dikkatle yola bakıyordu. Direksiyonu sıkı sıkıya kavramıştı: - Aklını başına topla bu çocuğu kaçırma!.. Aslan gibi, mesleği var elinde, hem de zengin. Aynı zamanda da Ahmet Fazıl Bey Beyimizin göz bebeği. Leyla saf bir ifade ile annesine baktı: - Ahmet Fazıl Beyin göz bebeği olsa ne olacak ki? Belkıs'ın birden gözleri kısıldı. Bu adamın adını duyduğu, telaffuz ettiği zaman sanki damarlarındaki kan çekiliyordu. - O kadar servetin ucundan kıyısından bir şekilde tutmak gerekiyor Leyla. Bunu hangi yolla yapacağımı bilmiyorum ama Fazıl Beyin sahip oldukları başımı döndürüyor. Nazım'ın ise umurunda bile değil... Bu kadar düşüncesiz bir adam görmedim. Korkuyorum bu yaşlı ihtiyar oğlunu devreden çıkartacak diye... Yapar mı yapar... Öyle karışık ki... Leyla annesinin ne söylemek istediğini anlayacak kadar zeki bir kız değildi: - Neden? Nazım ağabeyi ret mi edecek? Belkıs gözlerini kapadı korkuyla: - Allah korusun... Nazım, babasının serveti olmadan hiçbir işe yaramaz. Ben onun kara kaşına kara gözüne evlenmedim. Tabii ki sahip olduğu o servet yüzünden evlendim. Bunu saklamıyorum. Benim de hakkım adam gibi yaşamak. Bak, o ihtiyar bunağın kahrını çekiyorum her gün. O kadar hakarete maruz kalıyorum. Leyla umursamıyordu bile annesinin anlattıklarını. Tırnaklarına sürdüğü ojeleri çıkarmakla meşguldü. Belkıs direksiyonu kırdı ve köşkün bahçesine girdi. Fazıl Beyin büyük siyah arabası kapının önündeydi. Rengi soldu bir anda onu görünce. Yine bir tatsızlık yaşanacağı muhakkaktı. O inatçı ihtiyar iğnesini sokmadan bir dakika bile geçiremiyordu. Tam arabadan ineceklerken Leyla sordu: - Dün akşamki münakaşada Nazım ağabeyle Fazıl Beyin bahsettikleri olay ne? Yıllar önce bıraktın, bırakmadım diye tartıştıkları şey? Belkıs kafasını havaya kaldırdı: - İşte bütün korkum o ya zaten... Bu servetin elimizden uçup gitmesine izin vermeyeceğim. Belkıs, Nazım'ın yaşadıklarını biliyordu. Onun yüzünü hiç görmediği bir evladı vardı ve eğer bu çocuk ortaya çıkarsa var olan servetin tehlikeye gireceğini hissediyordu... > DEVAMI YARIN