Hadiye Hanım oldukça geniş olan dairesinin bir odasını oğlu ile gelini için hazırlamıştı. Cenazeden döner dönmez hemen mutfağa girdi. Akşam için hazırlanan yemekleri kontrol etti. Mümtaz Bey hiçbir şeyi esirgemiyordu. Hemen bir kadın tutmuşlar ve gereken bütün ev işlerini ona yaptırmışlardı. Serpil'in kimsesi olmadığına göre artık cenaze sahibi onlardı. Gereken neyse yapılacaktı. Hadiye Hanım yardımcı kadının yaptıklarını denetledikten sonra salona geldi. Mümtaz Bey her zaman oturduğu koltuğuna oturmuş, kaşları çatık bir şekilde dışarıya seyrediyordu. Ev deniz manzaralı idi ve bir sitenin içindeydi. Oldukça lüks bir daireydi... Hadiye Hanım yan gözle kocasını süzdükten sonra tam karşısındaki koltuğa oturdu: - Birazdan gelir Zafer'le Serpil... Zavallı kız perişan oldu... Mümtaz Bey dudak büktü: - Kolay değil Hadiye, ana bu! Bir şeye benzemez. Ben anamı kaybettiğimde on iki yaşındaydım. Şimdi altmış yaşına geldim ama hâlâ o anı unutamadım. Adamın yüreğine kor gibi düşüyor. Kimseler bir şey ifade etmiyor senin için, kendini yuvasından atılmış bir kuş gibi çaresiz hissediyorsun, yapayalnız kalıyorsun sanki. Hiç kolay değil. Zavallı kız... Dua edelim de bebeğe bir şey olmasın... Hadiye Hanım bir torun sahibi olacağını kocasından öğrenmişti. Oysa Zafer ve Serpil bu güzel haberi onlara çok daha neşe içinde ve sürprizlerinin tadını çıkartarak vereceklerdi. Hadiye Hanım omuzlarını kaldırdı: - Allah korusun Mümtaz... Gelsin buraya ona da bakarım, torunuma da... Mümtaz Beyin yüz hatları gevşedi. Gözlerini kapattı, dudaklarında bir tebessüm belirdi: - Düşünsene Hadiye, minicik bir şey dolanacak ortada. Dede, babaanne olacağız, şu çocuklar hep bizimle birlikte otursalar keşke, ne var sanki başka bir evde yaşamaya... Hadiye Hanım kocasına baktı sevgiyle: - Olur mu hiç Mümtaz, onlar da kendi yuvalarını bilmek isterler, arzu ettikleri gibi ayaklarını uzatıp oturmak, istedikleri gibi uzanmak isterler, ev ev üstüne olmaz hiç... - Neden olmazmış, daha iyi bile olur, para biriktirirler, daha rahat ederler... Hadiye Hanım gülümsemekle yetindi. Üstelemeyecekti, zaten olmayacak işin tartışmasını yapmak gereksizdi. Oğlu Zafer kabul etse bile Serpil kabul etmezdi bu teklifi... Konuyu değiştirmek maksadıyla sordu kocasına: - Bir kahve ister misin? Başını salladı Mümtaz Bey "çocuklar gelemedi daha" diye söylendi... > DEVAMI YARIN