Zeynep, Cemile Hanımın kızıydı!

A -
A +

Münevver Hanım Nefes alamayacak haldeydi. Onun bembeyaz olan rengi Ozan'ı korkutmuştu: - Anne, bir şey mi oldu sana? Neyin var? Başını iki yana salladı kadın: - Yok yavrum, bir şeyim yok. Hadiseler biraz sinirlerimi bozdu... Oturup akıllıca düşünmek lazım ama şimdi değil. Haydi güzel kızım, elini yüzü yıka sen de. Biraz ferahlarsın. Gelin meyve vereyim size. Zeynep biraz olsun sakinleşmişti. Biraz oturdular hep birlikte. Münevver Hanım durgundu. Yalnız kalmaya ihtiyaç duyuyordu. Ayağa kalktı: - Siz oturun çocuklar, ben biraz ayaklarım açılsın diye bahçeye çıkayım, dolaşayım. İki genç gülümsediler. Kadıncağız hırkasını alıp dışarı çıktı. Kulakları uğulduyordu. Cemile Hanımın hayatını mahveden o acımasız insan!.. Düşünmeye nereden başlayacağını bilemiyordu. Birden irkildi. Zeynep! Zeynep büyük ihtimalle Cemile Hanımın hasretini çektiği kızıydı. - Of Allah'ım ben ne yapacağım şimdi? Diye inledi. Zeynep'in hiçbir gerçeği bilmediği belliydi. - Bunu açıklamak bana düşmez. Ben anlatamam bunları o zavallı kızcağıza diye mırıldandı kendi kendine. Zeynep'i istememezlik de edemezdi. O zaman biricik oğluna bunun hiçbir açıklamasını yapamazdı. Hem kanı kaynamıştı Zeynep'e. Oğlunun duygularına saygı göstermenin yanı sıra kendisi de sevmişti genç kızı. - Nasıl çıkacağım ben bu işin içinden. Bir yanda Cemile Hanım var, yıllardır hasretini çektiği kızı benim yanımda... Öte yanda hiçbir şeyden habersiz bir genç kız... Öfke dolu... Bir yanda oğlum, yüreği kocaman bir sevdayla kaplı... Bana yardım et yüce Rabbim!.. Münevver Hanım bir buçuk saat kadar dolaştı hastahane bahçesinde. Kafasının içi dopdolu, karmakarışık bir yumaktı sanki. Çözülmesi güç, dolanmış bir düğüm halindeydi düşünceleri. Odaya döndüğü zaman iki genç baş başa konuşuyorlardı. Zeynep yatağın kenarına oturmuş, Ozan genç kızın ellerini tutmuş, fısıldaşıyorlardı. - Zeynep'im, haydi sen bu boş yatağa uzan... Dinlen biraz... Zeynep ayağa kalktı: - Siz yatın ne olur, ben yorgun değilim. Oturuyorum daha... Ozan da destekledi genç kızı: - Biz konuşuyoruz anne, sen uzan haydi, çok hırpalandın bugün... Fazla ısrar etmedi kadın. Yavaşça uzandı yatağa. İki genç tekrar konuşmaya daldılar. Münevver Hanım bir müddet uyuyamadı. Neden sonra göz kapaklarına yüklenen uykuya fazla engel olamadı. Daldı. Sabah gözlerini açtığı zaman Zeynep sandalyenin üzerinde, başını hafifçe yana eğerek uyumuş kalmıştı. Ayaklarının ucuna basarak kalktı kadın. Elini yüzünü yıkadı. Birazdan kahvaltı gelirdi. Birkaç saat sonra herkes uyanmıştı. Kahvaltı bitmiş, taburcu olmak için işlemler yapılmıştı. Doktorlar Ozan'ın artık bir tehlikesinin kalmadığını söyleyerek gidebileceğini söylemişlerdi. Hazırlıklar bittikten sonra Zeynep bir taksi çağırdı. Evlerine gelmeleriyle daha rahat etmişlerdi. Ozan'a oturma odasında bir yatak hazırladı Münevver Hanım. Birkaç gün dinlenmesi iyi olurdu. Zeynep de hemen mutfağa girip bir tencere çorba yaptı. Genç kız hiç yaşamadığı duygular içindeydi. Bunca olumsuzluğa rağmen çok huzurlu olduğunu görüyor, hayret etmekten kendini alamıyordu. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.