"Zeynep'in etrafından çekilmek zorundasın!"

A -
A +

Tabelayı görünce Ozan'ın dudaklarında acı bir gülümseme belirdi. Yanındaki iki adamla birlikte arabadan inerek merdivenlere doğru yürüdüler. Bina üç katlı geniş bir binaydı. Girişin iki yanında uzayan koridorların her iki tarafında karşılıklı odalar vardı. Adamlar ise doğrudan karşıya, merdivenlere yöneldiler. İki kat çıktıktan sonra sağ tarafa döndüler. Bu kat diğer katlara benzemiyordu. Sanki daha özenle hazırlanmış, daha değişik dekore edilmişti. Koridorun iki tarafında büyük saksı çiçekleri vardı. Odaların kapıları maundu. Adamlardan iri yarı olanı kravatını düzelterek sağ taraftaki kapının önünde durakladı. Saçlarını iki eliyle bastırdı ve omuzlarını silkeleyerek oda kapısını çaldı. Başını içeriye uzatarak Ozan'ın tam duyamadığı bir şeyler mırıldandı. Sonra geri çekilip beklemeye başladı. Neden sonra yirmi beş yaşlarından sarı saçlı, oldukça şık giyimli genç bir bayan kapıyı açıp gülümsedi: - Beyefendi bekliyor, girebilir... Adamlar sırtından hafifçe ittirdiler genç adamı: - Haydi bakalım, gir içeri! Ozan etrafa dikkatle baktı. Geniş, aydınlık bir odaydı girdiği yer. Duvarda klasik Fransız ressamlarından birkaç örnek vardı. Burası sekreter hanıma aitti. Aynı odadan geçmeli bir başka oda daha vardı. Kapısı kapalıydı. Sekreter kız o tarafa doğru yürüdü: - Buyurun buradan.... Kapıyı yavaşça açıp geri çekildi. Ozan tedirgin iki adım attı. Uzun bir masada oturan yakışıklı adamı görünce onun bakışlarının Zeynep'e ne kadar benzediğini düşündü. Kerim Bey odasına giren delikanlıyı gözlüklerinin üzerinden uzun bir süre süzdü. Ozan ise gözlerini hiç ayırmadan adama bakıyordu. Uzun süreli bir sessizlikten sonra Kerim Beyin tok sesi duyuldu: - Seni buraya neden çağırttığımı biliyor musun? Ozan hafifçe gülümsedi: - Beni çağırtmadınız beyefendi, zorla getirdiniz... Eğer çağırsaydınız ben kendiliğimden gelirdim zaten. Ama bu geliş farklı, önce bunu ayırt edelim. Bu direniş son derece küstahçaydı Kerim Türkmen'e göre. Sinirlenmişti. Birinci eksiyi kafasındaki haneye yazdı hemen. - Sonuçta benimle karşı karşıyasın. Neden burada olduğunu biliyor musun? Ozan omuzlarını kaldırdı: - Hayır, bilmiyorum. Kerim Bey arkasına yaslandı: - Zeynep'in etrafından çekilmek zorundasın. Buraya getiriliş şekli de eğer istediğimi yapmazsan sana daha farklı davranabileceğimi anlaman içindi. Kızımdan uzaklaş!.. Ozan gözlerini kısarak baktı adama. Bu cesaretini sahip olduğu servetten aldığı mutlaktı. - Kızınızdan uzaklaşma sebebim nedir beyefendi? Bizim sağlam bir arkadaşlığımız var. Sizi rahatsız eden nedir? Kerim Bey sinirlenmişti. Dişlerini sıkarak ayağa fırladı. Yeşil gözleri öfkeden küçülmüştü!.. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.