Zübeyde içinin yandığını hissetti

A -
A +

Zübeyde Hanım sesini çıkartmadı. Sevgiyle baktı kızına. Biraz zaman geçtikten sonra Aliye kitabını kapatıp yüklükteki yatakların arasına sakladı. Sonra sedire oturan annesine sokuldu: - Şu babamı bir razı edebilsek anne, ben de Necla Hanım gibi öğretmen olabilsem. Zübeyde Hanım içini çekti. Kızının saçlarını okşadı: - Güzel kızım benim. Ben de çok isterim senin okumanı. Bizler cahil geldik, cahil gidiyoruz. Sizler böyle olmayın çok isterim ama baban ölse de izin vermez. Aliye gözlerini kapattı. Başını annesinin dizlerine koymuştu: - Ama anne, babam haksızlık etmiyor mu? Ağalarım kadar ben de onun evladıyım. Zübeyde Hanım gözlerini açtı: - Babanı kınama sakın kızım. Biz böyle görmüşüz. - İyi de anne yanlış... Necla Hanım bize hep okumamızı tavsiye ederdi. Şehirde bütün kızlar okuyormuş, çalışıyormuş. Kadın başını iki yana salladı: - Şehirle köy farklıdır kızım. Onlar daha başka. Aliye hayretle dudak büktü: - Köyü, şehri mi var bu işin ana? Bir türlü anlayamıyorum... Zübeyde Hanım verecek cevap bulamamıştı bu sözlere. Kaşlarını çattı: - Boyundan büyük konuşup durma bakayım. Böyle gelmiş böyle gider. Sen mi değiştireceksin bu töreyi? Tam bu sırada bahçe kapısının açıldığı duyuldu. Telaşla kalktı ana kız. Zübeyde Hanım söylendi: - Hayırdır inşallah, babanlar geldi erkenden... Davut kapıdan içeriye girer girmez gözleri Aliye'yi aradı. Kızının annesinin arkasında durduğunu görünce yüreğinde hafif bir sızı duydu. Gözlerini kapattı. Kaşlarını çattı: - Zübeyde, içeride konuşalım biraz. Kadıncağız tedirgin bir halde kocasının peşi sıra yürüdü. Hasan oturma odasına geçmişti. Otoriter bir tavırla kız kardeşine seslendi: - Bana soğuk bir su getir çabuk. Aliye hızla fırladı yerinden. Mutfağa koştu. Bu arada Davut'la Zübeyde Hanım da kendi odalarına girmişlerdi. Davut yatağın üzerine oturdu. Heyecanlı görünüyordu. - Aliye'ye kısmet çıktı. Zübeyde Hanım irkildi. Dudaklarını ısırdı heyecanla: - Aliye'ye mi? Ama daha çocuk o... Davut korktuğu cevabı aldığı için öfkelenmişti: - Ne çocuğu yahu? Benim anam babama vardığında ondan küçüktü. Koca kız oldu artık.Turşusunu mu kuracaksın kızın? Yarından sonra evde kaldı diye sızlanırsın. Ben olurumu verdim. Zübeyde Hanım içinin yandığını hissetti. Korkarak sordu: - Kimin nesi bu çocuk? Kimlerden? Davut işin bu kısmını açıklamakta zorlanacağını hissediyordu. Geçiştirmeye çalıştı. - İyi bir insan, çok da zengin. Kızın kıymetini bilir. Fazla söz istemez. Yarın akşam yemeğe gelecek damat. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.