Prof. Dr. İskender Pala'dan, "İskender Pala manifestosu" başlıklı yazımla ilgili bir teşekkür maili aldım. Maili buraya kopyalıyorum: "İskender Pala'dan Sefa Koyuncu'ya, Selamdan sonra, Aziz meslektaşım, Bugünkü köşenizde şahsıma gösterdiğiniz teveccüh ve Muhafazakâr Sanatçının Manifestosu'na verdiğiniz destekten dolayı teşekkür ederim. Yazdıklarımı açık ve net biçimde, korkmadan ve çekinmeden destekleyen ilk ve tek yazar olmak bakımından size minnetdarım. Malum, bizim çevrelerde alışılmış bir şey değildir bu... Bayramınızı tebrik ederim... Baki mahabbet, meveddet ve's-selam..." (19 Ağustos 2012 Pazar) İskender Pala SANATTA YENİ DÖNEM Kendilerine cevap olarak yazıp gönderdiğim mail ise aynen şöyledir: Değerli üstâd İskender Pala; lütfeylediğiniz sitayişkâr mailinizi aldıktan sonra; neşrettiğiniz, "Muhafazakâr Sanatçının Manifestosu"nu tekrar ve dikkatle okudum. Büyük bir vukûf, liyâkat ve dirâyetle kaleme aldığınız yirmi maddeden her birinin ayrı ayrı ve topyekûn manifestonun, aziz milletimizin derin ıstırâbına tercüman olduğunu bir kere daha gördüm. Manifestoda, diyorsunuz ki: "Muhafazakâr sanatçı; eserleri (şiir, hikâye, roman, resim, sinema, tiyatro vb.) ile toplum barışına, aydınlanmasına, maddî-manevî gelişimine katkı sağlamayı amaç edinir (Madde: 4). Muhafazakâr sanatçı, dinî hassasiyetleri mutlaka dikkate alır (Madde: 7). Muhafazakâr sanatçı, halk ile kavga etmez. Nüfusunun kahir ekseriyeti Müslüman olan bir toplumda İslamî değerlere küfredilmesinden rahatsızlık duyar (Madde: 8)." Giriş bölümünde ise, "Kültür ve sanat alanı için muhafazakâr; "Millî, ma'nevî değerlere, eserlere, âdet ve geleneklere bağlı olan, onları korumak, yaşatmak, devam ettirmek isteyen kişidir. Bu tanıma göre ben bir muhafazakârım" diyorsunuz. Ayrıca; 13. maddede, Batı kompleksliler için yaptığınız, "kabuğunu beğenmeyen civciv" benzetmesi de muhteşem! SON İKİ YÜZYILIN OLAYI Bu ülkede; manifestodaki teşhis ve çözüm tekliflerinize itirâz edecek kişi sayısının oldukça sınırlı olduğunu düşünüyorum. Zirâ dile getirdikleriniz; hemen herkesçe rahatsızlık duyulan, her vesileyle şikâyet edilen ancak çeşitli sebeplerle sîneye çekilen husûslardır. -İnanıyorum ki manifestonuz, edebiyat ve sanatta "Üçüncü Yeni" dönemin müjdecisidir. 1 ve 2. maddelerde; toplumun geçmişiyle travmatik biçimde koparılan bağlarının yeniden tesisine ve millî değerlerimizi esas alan sanat eserleri üretilmesine vurgu yapıyorsunuz. Dahası, üstüne basa basa ben bir muhafazakârım; dinime, tarihime, örf ve âdetlerime saygılı sanat istiyorum; müstehcenlikten rahatsızlık duyuyorum" diyorsunuz. Bu düşüncelerinizi, yirmi maddelik bir beyannâmeyle kamuoyuna açıkça ilân etme cesâretini gösteriyorsunuz. En önemlisi de bütün bunları, kariyerinin zirvesinde bir akademisyen olarak yapıyorsunuz. Bu, Türkiye'de alışılagelmiş bir vak'a değil! -Çıkışınız, muhafazakâr kesim için bir ilk ve belki de son iki yüzyılın en önemli olaylarından biridir. Sözün özü: Üstâd İskender Pala; millî ve ma'nevî değerlerine bağlı vatandaşlar olarak, yüklendiğiniz misyonun başarısı için size destek olmak boynumuzun borcudur. -Hissiyâtımıza tercümân olduğunuz için asıl biz size teşekkür ederiz!..