Havaalanları... İnsanların telaş içinde bir yerden bir yere koşuşturdukları ayrılma ve kavuşma noktaları... Kahkahanın gözyaşına karıştığı karmaşık duyguların merkezleri... Havaalanları beni hep düşünmeye iter. Bu sabah çok sevdiğim bir dostumu ülkesine uğurlarken yaşadığım da tam olarak buydu. Günün henüz ağarmamış saatinde çoktan uyanmış birkaç bin kişiyle paylaşılan ortak gitme eylemi... Gidenler ve kalanlar... Tuhaf ve keskin bir fark. Gitmekle kalmak arasında çekilen sancının sonucu... Bazıları kaçıp kurtulmayı, bazılarıysa kalıp çekmeyi seçer. Biri, diğerinin pişman olup olmadığını hiç bilmez. Hep kendi seçimini suçlar ömrü boyunca. Uykulu yüzler, üzgün yüzler, sinirli yüzler, yorgun yüzler... Herkesin aklında hesaplar... Son ana sığdırılmaya çalışılan alışverişler, son bakışlar ve son sevdalar... İnsanın yüreğini burkan çatışmalar... Yaşamak mı zor yoksa bize mi öyle geliyor? Çevremde hayatından memnun bir kişi bile yok işte. Bu tip satırlarımı okuyanlar bazen kızıyorlar bana. "Siz de böyle diyorsanız biz ölelim o zaman" diye söyleniyorlar. Halbuki gerçek bu! Evliliğinin çok mutlu yürüdüğünü sandığım bir arkadaşım geçen gün gözlerimin içine bakıp "eşimin tek başına ayaklarının üzerinde durabileceğini bilsem yarın boşanırdım" dedi. Bir diğeri "mutlu değilim, hayat akıp gidiyor, ne yapacağımı bilemiyorum" diye sızlandı. Belki yaş dönemidir geçirdiğimiz. Ne de olsa artık otuzlu yaşlarımızın ortalarına doğru yol alıyoruz. Hepimizde bir telaş, bir kaybetme korkusu... Gençliğimizi, fırsatlarımızı, geleceğimizi kaybetme irkilmesi... Ve bu sabah o kocaman havaalanı... Birbirine dayanarak daha kolay yaşadığını bilenlerin tekrar zora doğru yelken açması... Belki de hayat bunun için yaşanası... Bazen bilerek kaybettiğiniz, bazen kaybettiğinize üzülmediğiniz, bazen de kazandığınıza sevinmediğiniz için... Kendinizi bile tam olarak tanımadığınız için sürprizlerle dolu. Kavuşanlar, ayrılanlar... Bir daha görüşüp görüşmeyeceğini bilemeyenler... Görüşmeseler de sınırlar tarafından ayrı konulamayanlar... Birçok bitemeyen cümle... Birçok üç nokta... Sonda beklediğini bildiğimiz tek ünlem için bunca çaba...