Geçen hafta hafızalara kazınacak türden gelişmelere sahne olmuştu. Bu sırada bendeniz kıpırdayamadan yatağımda yatmakla meşguldüm. İtiraf ediyorum yazılarımı bile zar zor yazabildim. Fakat inat ettim. Çünkü köşemde yazımın bulunması gereken yerde bir kutucuğun yayınlanmasından ödüm kopuyor. Arkadaşlar o kutunun içine "yazarımızın yazısı elimize geçmediğinden yayınlayamıyoruz" diye yazıveriyorlar. Bu bende fobi haline geldi. Yanlış hatırlamıyorsam bir defa bu durumda kaldım. Onda da komünist rejimin etkilerinin hâlâ görülmekte olduğu bir ülkedeydim ve yazıyı yazdığım halde göndermekte başarılı olamamıştım. Çok şükür şimdi kendimi daha iyi hissediyorum ve adeta parmaklarımın ucu kaşınıyor. Bir an önce yazmak ve sizlere bir çok konuyu açmak istiyorum. Bu noktada bir sorunla karşılaşıyorum. Acaba hangisinden başlasam? Biraz önce haftalık magazin dergilerinden birisine göz attım. O kadar çok insan, o kadar çok sayıda mekan ve takip etmenin imkansız hale geldiği ilişkiler... Zaten takip etmeye ne gerek var, desenize. Bazı okurlarım zaman zaman benim karamsar bir yapım olduğunu söylüyorlar. Buna çok şaşırıyorum. Bana kalırsa benim durumum karamsarlık değil. Tamamen ilgiyi kesmek. Bunu yapmakta ne kadar haklı olduğumu televizyonu her açışımda görüyorum. Çocuk yaşta kişiler ceplerinde tomarla para, yanlarında birbirinden güzel kızlarla gezip eğleniyor. Bunların hiçbirisi için "şu işle meşgul" gibi bir cümle kuramazsınız. Kızların durumu ise vahim. Her gün başka birileriyle dolaşıyorlar. Üstelik en ufak bir saygı ya da sevgi gördüklerini de sanmıyorum. Demin okuduğum bir yazıya göre, çocuk tuvalet görevlisi bayana kızmış ve hırsını kız arkadaşından çıkartmış. Bağırıp çağırdığı yetmemiş bir de gecenin o saatinde arabasına atladığı gibi çekmiş gitmiş. Kız arkadaşı orada öylece kalakalmış. Bunu yapan bir insandan ne bekleyebilirsiniz? Bana göre bu tabloda yer alan en aklı başında insan tuvalet görevlisi bayan. Çünkü "beyefendi"nin uzattığı eli sıkmamış! Zaten bütün olayda buradan patlak vermiş. İnsan saygı görmek istiyorsa önce bunu hak etmeli. Hak etmenin yolu da çalışmaktan, dünya üzerinde işgal edilmekte olan hacmin karşılığını vermekten geçiyor. Sadece zengin bir ailenin çocuğu olduğunuz için insanlar size saygı göstermek zorunda değiller. Kıza gelince... Gencecik yaşında bu tiplerle ne işi var diye soramayacağım çünkü içinde bulunduğu alemde nelerin geçer akçe sayıldığını biliyorum. Yazık bu insanlara! Gördüğünüz gibi karamsar değilim. Sadece nasıl bir dünyada ve nasıl insanların prim yaptığını bildiğim bir ülkede yaşıyorum. Ve tek suçum kül yutmamak. İlgimi kesmiş olmakta ise yerden göğe kadar haklıyım.