Yıllardır yolumun düşmediği Rumeli Caddesi'ne gittim geçen gün. İstanbul o kadar sık çehre değiştiriyor ki insan anılarından kopuyor. Elinizle bir köşeyi işaret edip çocuğunuza 'şurası bizim küçükken hep alışveriş yaptığımız dükkan' tipi cümleler kuramıyorsunuz. Çünkü hiçbir yer o kadar uzun müddet aynı kalmıyor. Caddeler değişiyor, binalar yapılıyor, trafik akışı yön değiştiriyor. Bitmeyen bir kaos sizin anlayacağınız. Bunları düşündüm yürürken. Rumeli Caddesi... Benim genç kızlık dönemimde modanın merkezi, insanların Cumartesi günlerini geçirmek için tercih ettikleri yerdi. Bazen okuldan sonra o tarafa giden bir servise biner arkadaşlarımla birlikte mağazaların vitrinlerine bakardım. Bu, bizim için çalınmış bir mutluluktu. O yıllarda o kadar çok vitrinlere baktım ki şimdi beni öldürseniz o anlamda bir alışverişe çıkartamazsınız. Bizler onlu yaşlarımızın ilk devresini tamamlamak üzereyken Benetton Türkiye'deki ilk deneme mağazasını açmıştı. Müthiş sevinmiştik. O yıllarda hepimiz yabancı marka spor ayakkabıların peşindeydik. Bu merakımızı, okul üniformasına benzeyen fakat aynı olmayan, marka kıyafetlerle tamamlamayı zevk edinmiştik kendimize ve Benetton'un elimizin altında olması muhteşem bir keyifti. Yine aynı zamanlarda tek tük sandviç dükkanları, ilk McDonald's örnekleri boy gösterir olmuştu. Bu taze özgürlük nefesleri, tarafımızdan alınıp verilmişti. Bir yandan yürüyüp bir yandan bunları hatırlamak hoşuma gitti. Eskiden Mudo olan büyük mağazanın şimdi Remzi Kitabevi haline dönüşmüş olması ise ilginç göründü gözüme. Hemen içeri girdim. Öyle bir yerim olmasını ne kadar isterdim! Çok güzel bir kitapçı. Dört duvarının kitaplarla dolu olmasının ötesinde bir atmosferi var. Oraya girince sanki dünyadan soyutlanıyorsunuz. Dünya, dış kapının dışında sizi beklerken siz isteyebileceğiniz bütün yazarlarla birlikte hissediyorsunuz kendinizi. Okumayı yaşam biçimi olarak seçmiş kişilerin bunu anlayacağından eminim. Pırıl pırıl kapakların altında bekleyen birbirinden ilginç fikirler, bilmediğiniz yerlerin tasvirleri, binlerce macera ve siz! Şık. Hem de çok şık bir kitapçı dükkanı. Bu yıl yetmişdördüncü yaşını kutlayan Remzi Kitabevine yakışan bir çizgi. Tek eksiği, içinde oturup kahve içilebilecek bir mekanın bulunmaması. Çünkü orada biraz daha uzun zaman harcamak istiyorsunuz. Alışverişi bitirip dışarı çıkar çıkmaz özlemeye başlıyorsunuz ama geri dönemiyorsunuz. Kitaplar güven veriyor bana. O yüzden kendimi kitapçılarda çok iyi hissediyorum. Hiçbir kitap kalbinizi kırmaz, dedikodunuzu yapmaz, aleyhinize kampanya başlatmaz. Olsa olsa size yeni dünyaların ve kültürlerin kapılarını açar. Sizi daha donanımlı hale getirir. Okumak mutluluktur.