Ne zaman keşfettiğimi tam hatırlamıyorum. Ataköy 7-8. kısımda küçük bir dükkan. Bir börekçi... İçinde aklınıza gelebilecek her çeşit börek, çörek, tatlı var. Bir de çeşit olsun diye Tiramisu, muzlu pasta ve benzerlerini satıyorlar. Orada beni çeken bir atmosfer var. Hani Paris'in ünlü cafe'leri vardır. Dünyanın dört bir yanından turistler akın ederler o mekanlara. Sokaklara serpiştirilmiş küçük masalı, büyük tenteli ve şemsiyeli şık buluşma noktalarıdır oralar. İşte Antik Börek de onlar gibi. Genç ve esprili personeli beni sürekli neşelendiriyor. Oraya o kadar sık gidiyorum ki artık hepsiyle akraba gibi olduk zaten. Kız arkadaşları, hayatla alışverişleri falan derken bir de bakıyorum, gün geçivermiş. Aşağıda hanımların pişirdiği böreklerin davetkâr kokuları sohbetle karışınca dünya daha çekici görünüyor gözüme. Bunlar benim küçük teneffüslerim. Kendimden ödünç aldığım molalarım. Dar zamanlara sığdırmaya çalıştığım mutluluklar... Orada otururken etrafı, insanları izliyorum. Tam karşıda Galatasaray'lı futbolcu Suat'ın yeni açtığı Sultanahmet Köftecisi var. Suat oradayken özellikle onun gibi başarılı bir futbolcu olmayı hayal eden delikanlıların heyecanı görülmeye değer. Güneşli günlerde Suat dükkanının önündeki masalardan birisine oturup dostlarıyla gülüşmeye başlayınca sokak kalabalıklaşıyor. Hele de Real Madrid maçının öncesinde insanlar iyice izlemede! Bir tanesi heyecanla gelip "abla, Suat sigara içiyor" diye haber veriyor. "Eee ne yapalım?" deyince bozulup, "olur mu hiç, o bir sporcu" diye başlayan konferansına devam ediyor. Şöhretlerin pırıltılı olduğu sanılan hayatları her zaman özenle takip ediliyor. Bir fincan mis gibi kahveye katık edilen dertleşmeler günlük sorunları biraz olsun unutturuyor. Bazen de genç sevgililer geliyor. İşte onları gözlemlemek ayrı bir hadise. Birbirlerinin gözlerine bakarken renkten renge girmeleri bana kendi genç kızlığımı hatırlatıyor. İçimden yanlarına yaklaşıp "aman kıymetini bilin" demek geliyor ama tabii ki oturuyorum oturduğum yerde. Hayat güzel. Yaşanmaya değer. İş ki bizlerde görmeyi bilen gözler olsun.