Beş yüz sayfalık umut

A -
A +

Ulusal Program açıklandı biliyorsunuz. Nasıl da ferahladım! Artık tamam, bütün sıkıntılar geride kaldı, sorun morun yok! Tam beş yüz sayfa uzunluğunda bir ulusal programı olan ülkede sorun mu olurmuş? İçeriğinden ne anlaşılması beklendi bilemiyorum ama kapağını görmek bile yüreğimize su serpti. İçeriğini anlamak için uzman mı olmak gerek yoksa saf mı, orası tartışılır. Uzun sözün kısası, şimdiye kadar uygulanan ekonomik politikaların tamamı yanlışmış. Şimdi sıra düzeltmekte. Geçen Pazar günü bir arkadaşımla birlikte Galleria'ya gittik. Hatta giderken kendimizle dalga geçtik. "Şu sıkıntılı hatta eni konu parasız zamanımızda gidilecek yer miydi alışveriş merkezi" diye söylendik durduk. Allah'tan amacımız alışveriş yapmak değildi. Şöyle bir bakınacaktık sadece. Daha o sabah bir gazetede insanların nasıl para harcamaları, daha doğrusu nasıl para harcamamaları konulu bir yazı okumuş, küplere binmiştim. Yetkililerin halkı refaha ulaştırmaları beklenir normalde, mutfak bütçesi yapmaları değil. Ama her zamanki gibi yapmaları gerekene sırtlarını dönmüş, aksi istikamete doğru yol almışlardı. Bizlere indirimleri takip etmemizi, alıştığımız marka ürünleri almak yerine market markalı ürünleri tercih etmemizi salık veriyorlardı. Yani Nescafe içmek yerine Migros marka kahve içersek her şey düzelecekmiş. Bu kadar basitmiş de biz görememişiz! Bir kere ben tavsiye edileni içmektense hiç kahve içmemeyi seçerim. Hem böylece kahve masrafım azalmış değil imha edilmiş olur. Bu nasıl bir yüzdür böyle? Millete ülkeyi ne vakit düzlüğe çıkartacaklarını açıklayacaklarına para harcamamayı salık veriyorlar. Aslında buna gerek yok. Kimsede para kalmadı ki harcasın! Yine de o gün Galleria hınca hınç doluydu. İnsanlar herhalde benim gibi kızmış olacaklar ki söz dinleyip evlerinde aç kalacaklarına kendilerini sokağa atmışlar kâh yönetimden kâh kendi geleceklerinden intikam alırcasına savurganlık yapıyorlardı. Kemal Derviş'in Washington asıllı bir Ankara'lı oluşuna çok sevindim o manzarayı görünce. O saatte Galleria'da olamayacağı için halkın nasıl da sözünü dinlemediğini göremeyecekti. Böylece morali bozulmayacak, ustası Hüsamettin Özkan'dan gönül rahatlığıyla politika dersleri almayı sürdürecekti. Derviş bey hâlâ misafir sayılır, üzmek olmaz! Beş yüz sayfalık Ulusal Program ve Derviş bey ve ben ve siz... Bakalım gelecek günler bize ne getirecek?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.