Bin derenin suyu

A -
A +

'Bin dereden su getirsem arınamazsın.' Sanki çok Türkçe müzik dinlermişim gibi dilime takıldı kaldı bu sözler. 'Bin dereden su getirsem arınamazsın!' 'Sussam olmaz, konuşsam duymaz, anlamazsın.' Hani Yıldız Tilbe'nin şarkısı var ya, işte o. Aldığım yabancı eğitime ve batıya kayan zevklerime rağmen kanıma işlemiş olan doğu izlerinden olsa gerek bu ritimden hoşlanmam. Son derecede tanıdık bir armoni yapısı ile kulaklarıma çarpan bu şarkıyı bestesinden ziyade sözleri sebebiyle seviyorum. Arınmak. Duru olmak. Sadece yüzeysel anlamda temizlenmekten çok öte bir aklanma. Öylesine zor ve çekici ki arınmak fikri. Geçmişi üzerinizden sıyırıp atmak, inanan gözlerle ve tam bir kendine güvenle yarınlara göz dikmek. Bir daha hata yapmayacağını bilmek, kazanmak amacıyla başlamak. Üzüntülerden ve hayal kırıklıklarından soyunmak. Mutluluklara yelken açmak. Bütün vicdan azaplarını sonsuza dek terk edip gidivermek... Günlerdir bu sözleri evirip çeviriyorum aklımda. Sevgiliye sitem için kaleme alındığı belli bu satırlar beni de etkiliyor. Bir insan, diğerini bunca kıracak ne yapmış olabilir diye soruyorum kendime. İhanet? Belki. Ama tek başına aldatma yetmez sanki bin dereden gelecek suyla bile arınamamaya. Bir şeyler daha olmalı. Başka bir tene değmenin yasağından bile daha kırıcı suçlar vardır. Başka gözbebeklerine sevgiyle bakılmış olması gibi mesela. Başka hatırların sorulmuş olması gibi ya da. Şefkati ve ilgiyi paylaşmak zorunda kalmak bazen daha yıkıcıdır. İhaneti belki affedersiniz ama diğer kişinin sevilmiş olması ihtimalini sindiremezsiniz. O kuşku, ömür boyu sizinle gezer. Değil bin, yüz bin derenin suyu yıkayamaz o yarayı. Yetmez. İnsan ilişkilerini dengelemek çok zor. Kırılmamayı becermek ve kırmadan yaşamak kolay değil. Alınan her nefeste ve atılan her adımda hesaplar yapmak gerekiyor. Kırılmış olanı tamir etmek belki mümkün ama eskisi gibi olmasını beklemek hayalden ibaret. Bunları bilmek yoruyor beni. Herhalde bildiğim için o şarkı içime dokunuyor. Bakıyorum, insanlar oynuyor onun eşliğinde. Sözleri dinlemeden melodiye ayak uyduruyorlar. Bir çeşit boşverme sanatı. Bense düşünüyorum. Acaba bin dereden su gelse arınabilir miyim? Ya da bin dereden su getirsem arınabilirler mi? Arınabilsek bile eskisi gibi olabilir miyiz?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.