Sebepsizce üşüdüğünüz olur mu hiç? Parmaklarınızın ucunun buz kestiği, taa yüreğinizden kopup gelen bir titremenin bütün vücudunuzu sardığı? O kadar ki sesinizin bile bu titremeden nasibini aldığı olur mu hiç? Bu tip bir üşümenin hava sıcaklığıyla hiç ilgisi yoktur biliyor musunuz? Bu tamamen duygusal bir durumdur ve daha ziyade sevgisizlikten kaynaklanır. Sevilmediğini anlamak kadar üşüten bir hava daha olamaz. Birdenbire koskocaman dünyada kendinizi yapayalnız ve küçücük görürsünüz. Tökezleyip düşseniz yanınıza gelip elini uzatacak bir kişi bile yoktur, bunu anlarsınız. Ancak acımasız ya da çok zengin olduğunuzda insanları yanınızda görebileceğinizi ayrımsarsınız. İşte o zaman üşürsünüz. Donacak kadar, korkacak kadar üşürsünüz. Kimseye anlatamazsınız halinizi. Söyleseniz garipserler çünkü. Bu havada üşünür mü hiç derler. Ne varmış üşüyecek derler. Derler de derler. İnsanoğlunun lafı bitmez hiç. Herkesin her konuda edecek bir çift sözü bulunur elbet. O yüzden izah etmeye çalışmak anlamsızdır ya zaten. Onlar sizi anlamak için dinlemezler. Cevap vermek için duraklamanızı beklerler sadece. Sadece duyarlar sözlerinizi o kadar. Dinlemezler aslında. En çaresiz olduğunuz anda gözünüzün içine sevgiyle bakacak bir göz bulamazsınız. O zaman üşürsünüz en çok. Böyle hallerde ben yatağımda kaybolmayı tercih ederim. Başımı yastığa gömüp yorganı da kendimi görünmez kılıncaya kadar çekerim. O yapay sıcaklık bir müddet sonra ayak parmaklarımdan bütün vücuduma yayılır. Gözyaşlarımın ısıttığı yanaklarım ise biraz önceye göre daha memnundur halinden. Gözyaşının tuzlu olduğunu ilk kez ne zaman fark ettiniz? Yanaklarınızdan dilinize düştüğünde olmalı. Tadına baktığınızda anlamışsınızdır. Evet, mutlaka öyle olmalı. Üşümek zordur. Bir daha ısınıp ısınmayacağınızı bilemezsiniz çünkü. Ya hep öyle titreyerek kalırsanız diye endişelenirsiniz. Üşümek istemezsiniz. Kendi kendinizi ısıtamadığınızda kalbiniz titrer en çok. İstenmediğinizi duyumsamak ise başka bir felakettir. Birdenbire gözünüzün önüne şimdi sizi istemeyenlerin eski halleri gelir. Darda kaldıklarında sizin nasıl koşup gittiğinizi hatırlarsınız. Siz hatırlarsınız ama onlar hatırlamazlar. Hatırlamanın bedelini bilirler çünkü, işlerine gelmez. Dünya zor, hayat çetin. Bazen üşüye üşüye donmayı özlüyor insan. Gözkapaklarının ağırlaşıp uykuya yenilmesini, derin, rüyasız bir uykuda kaybolmayı diliyor kalp. Şimdiye kadar var oldum sanmaların yalanlığını görmek bazen çekilmez oluyor. Isınırken yokluğa karışıvermek bu kadar imkansız olmamalı. Bir gün, bir yerlerde bir hatırlayanla karşılaşmanın bir yolu olmalı. Bir gün, bir yerde!