Bkz. Ecevit

Kemal Derviş, 'Böyle giderse iflas ederiz' demiş. Bravo! Sayın bakanı nasıl takdir ediyorum, bilemezsiniz. Acaba bu hale nasıl geldik sanıyor? Her şey yolundaydı ama biz milletçe kendisini özledikte mi çağırdık? Bizim ekonomiyi yürütemediğimiz zaten ortada! Beceremediğimiz, işin daha kötüsü, becerecek bir tek kişi bulamadığımız için vatan topraklarında, zat-ı alilerini balmumuyla davet etmiştik geriye. Şimdi gelip,'Bu kafayla olmaz' demek zeka kokan bir tespit değil. Elbette bu kafayla olmaz. Olmadığı belli. Peki ne olacak? Bu soruya cevap verir umuduyla gözlemedik mi yolunu sayın bakanın? Bunlar boş söylemler. Zamansız ve gereksiz siyasi yatırım amaçlı yurt gezisine çıkacağına oturup uygun kafa tasarımı yapsaydı daha iyi olurdu. Binlerce yıllık toprakların üzerinde kurulmuş olan devletimiz şüphesiz çekici. Kim olsa, bu ülkenin en önemli isimlerinden birisi haline gelmeye özenir. Bir kere seçildikten sonrada asla kopamaz. Bakınız, sayın Ecevit! Sayın Ecevit'e hayran olduğunu belirten, solculuğunu saklama gereği duymayan sayın Derviş'in hayranlığı çabuk bitmiş olacak ki kendisi parti kurma telaşında. Hazırladığı programa IMF programı denmesine de kırılıyor üstelik. Ne de olsa o bir beyefendi. Kalbini kırmamak lazım. Eski eşi bile hâlâ kendisine iltifatlar yağdırıyor. Birdenbire yeni bir şöhret kazandı yurdum. Neslihan Taki. Bir vakitler sayın Derviş'le evlenme şerefine nail olmuş fakat sonra bu fırsatı yeterince değerlendirememiş(!) olduğunu anladığımız bir hanım. Artık gazete sayfalarında kocaman röportajları yayınlanıyor. Önemli konularda görüşleri soruluyor. Bir bravo daha! Önemli konuları kimlere danıştığımızdan belli halimizin sebebi. Bütün bunlar can sıkıcı. Bıktırıcı. İçime fenalık geliyor. Kitap satılmayan, doğru düzgün gazete okunmayan ülkemde hâlâ en çok izlenen televizyon programı Televole olduğuna göre ilerisi için hiç umut yok. Bu kafayla daha çok dibe vururuz biz. Toplumlar hak ettikleri biçimlerde yönetilir!