Çiçek okumak

Bir zamanlar gazino kültürü diye bir şey vardı biliyorsunuz. Büyük salonlara yerleştirilmiş masalar ve kalabalık personel eşliğinde gelen müşteriler el üstünde tutulurdu. Sahneye çıkan ünlü sanatçılar programlarını yapar, bu sayede hatırı sayılır miktarlarda paralar kazanırlardı. Ben bu kültüre dahil bir insan değilim. Fakat bu alışkanlıkların içinde bir tanesi var ki her zaman gülmeme sebep olmuştur. Sahnedeki sanatçının programın bir yerinde durup çiçekleri okuması! Çiçek okumak! Yani o gece orada bulunan ve orada bulunduğunun bilinmesini isteyen müşterilerin yolladığı çiçeklerin ifşa edilmesi. İşin iyice komik yanı gazino çiçekçisinin uyanıklığı tabii. Bir tek buketin üzerine metrelerce kart yerleştirmiş olduğu halde sanatçıdan isimleri okuması beklenirdi. Yani aslında o sayıda çiçeğin bir yere gittiği falan yoktu. Danışıklı dövüş denir değil mi böylesine? Kartvizit kuyruğu ne kadar uzun olursa sanatçı da o kadar havaya girerdi. Hatta bazı sanatçıların kendi kendilerine sahte isimlerle çiçek gönderdikleri bile söylenirdi. Bambaşka bir dünya işte! Bütün bunlar nereden çıktı diye merak ediyorsunuzdur. Ben de her sabah sizin gibi gazete okuyorum. Kendime göre tercihlerim var. Bir tanesi elbette bizim gazete. Ama en son kendi yazımı okuyorum aslını isterseniz. Bir diğeri kendimi bildim bileli eve alınan gazete. Bir başkası ise yaşayışıma çok uygun bulduğum... Yani her gün üç gazete alıyorum. Bu örneklerin içinde yer alan bazı köşe yazarlarını okuyorum. Birkaç tanesini her gün, diğerlerini ise aklıma estikçe. İçlerinde bazıları var ki haftanın belli günlerini kendilerine gelen maillere ve mektuplara ayırıyorlar. Okurların isimlerini vererek. Yani tıpkı bir zamanlar gazinolarda çiçek okuyan şarkıcılar gibi. "Bakın benim ne kadar çok okurum var" dercesine. Hatta daha ileri giderek okur mektuplarını tartışmaya açıp adeta memleket meselesi haline getiriyorlar. Eleştirmiyorum. Herkesin yazma tekniği farklıdır. İsteyen okur, istemeyen es geçer. Sadece dikkatimi çekiyor. Gözümün önüne parlak sahne ışıklarının altında salınan takma kirpikli, boya sarısı saçlı eski starlar geliyor. Onların da kendilerine göre bir tarzları vardı elbet. Arz talep meselesi sonuçta. Sadece dikkatimi çekiyor!