Her şeyi abartmakta üstümüze yoktur.Her gece haberlerde hayretten hayrete düşüyorum. Kalabalık bir gazeteci grubu hiç durmadan Kemal Derviş'i izliyor. Birbirlerinin üzerine basa basa görevlerini yapmaya çalışıyorlar. Bu sayede biz de oturduğumuz yerde sayın Derviş'in kaç kere su içtiğini, kaçta kalktığını, nerede kaldığını, tenis maçının kaç saat sürdüğünü bilebiliyoruz. Bütün bu bilgilerin ne işimize yarayacağı meçhul. Büyük olasılıkla hiçbir işimize yaramaz. Ama toplum olarak boş laf üretmeye ve üretilmiş olanları tüketmeye beslediğimiz sevgi bizleri bu noktaya getiriyor. Memlekette bütün konuları rafa kaldırdık ve bir tek kişiye kilitlendik. Kemal Derviş! Tekrar söylüyorum, tanımadığım bu insanla kişisel hiçbir meselem yok ama işin bu boyuta getirilmesi hepimizi düşündürmeli. Bir tek insanın icraatına göre yaşayan yetmiş milyon insan denklemi size mantıklı geliyor mu? Halimize sayın Derviş'in açısından baktığımda ise bambaşka bir tablo ile karşılaşıyorum. Bu yaşa kadar hayatıyla ilgili bir çok safhayı geçmiş, ununu elemiş, eleğini duvara asmak amacıyla eline çivi ve çekici almış olan sayın Derviş bir anda kendisini doğduğu ülkenin umudu olarak buluyor. Kariyerinin son çizgisini gördüğünü zannederken birdenbire önünde yepyeni bir ufuk beliriyor. Demek ki her zaman bir şans daha var! Daha önce aklından geçirdiğinden emin olmadığımız bir siyaset yapma seçeneği ayaklarının altına seriliyor. E, güzel! Kendisi adına sevindirici bir durum. Bundan böyle bu şansını kullanacağını sanıyorum. Tez günde politika sahnesine çıkacak ve baş rolü kapmak için çaba gösterecektir. Bunun neresi kötü? Elbette kötü bir yanı yok. Tam tersine sayın Ecevit'in bir sonraki adımda karşısına engel olarak çıkacak insanları seçmekte üstüne yok. Bu da eğlendirici tabii. Zaten sağolsun günlük yaşayışıyla hepimizi kahkahalara boğuyor. Çok gülmenin sonucunda yanaklarımızdan süzülen gözyaşları ise cabası. Yine de doğal olmayan bir şeyler var. Bir tek adamın ruh durumuna bağlı bir gelecek fikri beni ürkütüyor. Gazetecilerin bitmeyecek gibi görünen ilgisinin nasıl bir günde tersine dönebileceğini bilecek yaşa gelmiş olmanın yan etkisini çekiyorum belki de. Bu milletin bir hayal kırıklığını daha taşıyabileceğini sanmıyorum. Bunu denemeye ise kimsenin hakkı yok.