Yazılarımı sürekli okuyanlar hayatın duygusal yönlerine karşı ciddi bir ilgi beslediğimi bilirler. Günlük yaşayışın getirdikleri, götürdükleri benim gözümde çok önemlidir. Mesela bazı insanlara bakarsınız, her şeyleri tamam gibi görünür. Halbuki bu bir yalandır. Hiç kimse arzu ettiklerinin tümüne birden kavuşmuş olamaz. Çok zengin olsalar sağlıkları yerinde olmaz, o hastane sizin bu hastane benim dolaşır dururlar. Çok güzel olsalar, kimin kendilerine ruhu yaklaştığını anlayamaz huzursuzluk hissederler. Bu yüzden halk arasında 'İnsanda çirkin şansı olmalı' tabiri vardır. Uzun sözün kısası dünya, bütün hesapların tam tutacağı bir mekan değildir. Bu bilginin ışığında kendi hayatımın iniş çıkışlarına sabır göstermeye çalışırım hep. Benim iniş çıkışlarımı küçümsemeyin. En derinden en yükseğe derken mideniz alt üst olabilir. Fakat ne olursa olsun hiçbir dert sağlık problemine benzemiyor. Öyle hastalıklar var ki paranız olsa da kâr etmiyor. Her zaman bu tip problemleri ciddiye alırım. İnsan hayatı her şeyden daha değerli ve önemlidir. Ve insanın birinci hakkı yaşama hakkıdır. Bu satırları yazarken maddi imkanlardan sık sık bahsettiğimin farkındayım. Hep parası olsa da diyorum. Çünkü işin bir de parası olmama ihtimali var. Kanser gibi, organ transplantasyonu gibi hastalıklar hem hastayı çok yıpratıyor, hem işiniz biraz da şansa kalıyor hem de paranız yoksa iyileşme ihtimaliniz çok küçülüyor. Bunlar pahalı hastalıklar. Allah kimseye bildirmesin, iş başa gelince anlaşılıyor. Çok yakın bir arkadaşımın eşi böbrek yetmezliği illetine yakalandığı zaman hadisenin boyutunun farkına vardım desem doğru olur. Gerçi yıllar öncesinde Rahmetli Orhan Karmış Hoca'nın böbrek arayışlarına şahit olmuş ve çok üzülmüştüm. O zaman da uygun donör bulmak, operasyonu gerçekleştirmek, maliyetini karşılamak gibi konu başlıklarını algılamıştım. Ama aradan yıllar geçti. Geçen zaman içinde her konuda bu kadar ilerleme olmuşken organ nakli konusunda da mutlaka olmuştur diye düşünmüştüm. Yanılmışım. Böyle konular hakkında düşünürken unutulmaması gereken ilk cümle 'Burası Türkiye' olmalı. Bu ülkede çoğu işiniz şansa kalmış vaziyette. Mesela eğer şansınız varsa bu tip bir hastalığa yakalanmazsınız. Çünkü yakalanırsanız kelimenin tam anlamıyla yandınız. Çektiğiniz fiziksel acılar bir yana para sıkıntısı ve organ bulma güçlüğü, bu konuda nefes aldırmayan kanunlar karşınıza dikilecektir. Biz şimdi bunları yaşıyoruz. Arkadaşımın eşi kırklı yaşlarının henüz başında, iki erkek evlat sahibi aslan gibi bir adam. Yirmi küsur yıllık evliliklerinde birbirlerini kırdıklarını hiç hatırlamıyorlar. Arkadaşım mesleğinde bir numara. Çalışkan, iyi kalpli bir hanımefendi. Gelin görün ki eşinin iki böbreği de iflas etmiş vaziyette. Acil olarak organ nakli yapılması gerekiyor ve bunun faturası elli bin doların üzerinde. Açıkçası hepimizi toplasanız bu kadar parayı çıkartamıyoruz. İnsan böyle zamanlarda kimden yardım isteyeceğini bilemiyor. Bu duygular içinde yazmaya başlayınca yazı bu hale geldi. Eğer yardımcı olmak isterseniz, bize 0 532 360 56 38 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz. Her ihtimalde teşekkürler...