Yine o esrik sıcaklık... Edebiyatın üzerimdeki etkilerinden birisi de bu duygu işte. Bazen eve kapanıp aralıksız okumak zevk verir bana. Okumanın dışındaki her şey anlamını yitirir. Ellerimin arasında duran kitap, ben ve yazarın çizdiği kahramanlar... Çocukluktan kalma bir alışkanlık işte. Belki bir kaçış! Hayatın zorluklarından ve insanların sertleşebilen üsluplarından kopup emin bir limana sığınma dürtüsü, kimbilir. Bir kitapla bütünleşebilirsiniz. Kendinizi roman karakterlerinin yerine koyup onların başına gelenlerden dersler çıkartabilir, onlarla mutlu ya da mutsuz olabilirisiniz. Evinizin güvenli ortamından ayrılmadan dünyanın en ücra köşelerine uzanabilirsiniz. Dedim ya bu bir kaçış. Kabul edelim, dünyanın ve ülkemizin şartları insanda kaçma isteği uyandıracak cinsten. Elimizi nereye atsak altından problem çıkıyor. Hepimizin kendi çapımızda maddi problemleri var. Paranın her şey olmadığını iddia edenlerle her zaman tartışabilirim. Para bir çok işi hallediyor ve bu materyalist zihniyet içinde gerekirse huzuru bile satın alabiliyor. İşte gözümüzün önünde daha bir yıl önce protokol listelerinin A gruplarında adı geçen iş adamları. Şimdi ellerinde kelepçelerle DGM kapılarında yuhalanıyorlar. Bu hale gelmelerinin sebebi paranın gücü. İnsanlar öylesine teklifsizce eğiliyorlar ki bu gücün önünde, biraz zayıf olanlar onu ele geçirmek için bütün kuralları hiçe sayabiliyorlar. Gün olup devran döndüğünde ise yaptıklarının ya da yapmadıklarının altında kalıp eziliyorlar. Bu bir eleştiri yazısı değil. Çok iyi biliyorum ki insanlığın dünyaya ayak bastığı andan itibaren güç dengeleri oluşmaya başlamış. Bütün kaynaklar bize bu gerçeği gösteriyor. İçinde bulunduğumuz şartlar bugünün suçları değil. O yüzden şimdi kimsenin kimseye bir şey söylemeye yüzü yok. Aslına bakarsanız zafiyetimizin tedavisi de yok. Ya bu deveyi güdeceğiz ya bu diyardan gideceğiz. Gidecek yerimiz olmadığına göre kalmayı seçiyoruz. Ve kalırken fazla acı çekmemek için bazı yöntemler kullanıyoruz. İşte okumak da benim yöntemim. Başka hayatlarda yolculuğa çıkmak, başka acılara şahit olmak bana kendiminkini biraz olsun unutturuyor. Yine o esrik bulutlanma... Çaresizliğin üzerimdeki etkilerinden birisi de bu duygu işte.