Türk Dil Kurumu'nun sözlüğünde krizin anlamına baktım. Şöyle diyor; kriz: Bir toplumun, bir kuruluşun veya bir kimsenin yaşamında görülen güç dönem, bunalım. Buhran. Bu kadar bilinen bir kelime için ne demeye sözlüğe baktığımı merak edebilirsiniz. Açıkçası kendi bilgimden şüphe etmiştim. Son aylarda en çok duyduğum kelimeler banka, kriz, dolar, tutuklama, DGM, Amerika, yardım vb. Hem içime fenalık geldi hem de krize takıldım kaldım. Genellikle bu kelimeyi sağlık sorunlarıyla ilgili kullanırız biliyorsunuz. Kalp krizi, sinir krizi vs. Ve bu tip krizler aylarca sürmez. Evet, yaşayana derin acı çektirir ama taş çatlasa dakikalarla ölçülür. Yoksa hastayı kaybedersiniz zaten. Tabii bunları kalp için söylüyorum. Sinir krizi biraz daha farklıdır. Kişi kendisine kast etmediği müddetçe öldürdüğünü hiç duymadım. Ama o da aylarca sürmez. Ekonomik krizi ise görüyoruz. Ya da gördüğümüzü sanıyoruz. Söylemeye çalıştığım şu; yaşamakta olduğumuz dönemin adını yanlış koyuyoruz biz. Bir kriz yaşadık, doğrudur. Ama bana kalırsa bu geçti. Şu anda omuzlarımızda yükünü taşıdığımız, krizin bize bıraktığı kalıcı sakatlık. Yani faturası. Gözünü sevdiğim Başbakanımızın sinirlerine hakim olamayıp halka şikayette bulunmasıyla başlayan kriz suratımızın ortasına çarptı ve geçip gitti aslına bakarsanız. Biz ise hâlâ yediğimiz tokadın şaşkınlığını atamadık üzerimizden. Bembeyaz cildimizin aldığı darbeyle kızarmasının izini taşıyoruz. Moralimiz bozuk, kolay değil tabii. Milletin yüzüne nasıl bakacağımızı kestiremiyoruz, mahcubuz. Ama hayır, kriz falan geçirmiyoruz. Meseleye bu açıdan bakıldığında sanmayın ki tablo yumuşuyor. Hayır, tam tersine bu daha kötü. Kriz, her ihtimalde insanların aklında gelir geçer bir şey olarak algılanıyor. Aksini söylemek cesaret ister. Bu milletin huzuruna çıkıp "kriz geçti, bu bizim bundan sonraki normal halimiz" derseniz halk sokaklara dökülür büyük ihtimalle. Halbuki 1 milyon 200'i görmüş doların ucuzlayacağını ya da hayatın kolaylaşacağını aklınız kesiyor mu? Acı gerçeği kabul edelim artık. Bir kaza geçirdik ve ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldık. Henüz koma halimiz sürüyor ve acilde bulunabilen tek doktor Kemal Derviş'ti.