Yeni bir eşya almak, onu paketinden çıkartmak, yeni kokusunu duyumsamak...bunlar hep hoş şeyler. Hayatta en sevdiğim işlerden birisidir yenilik peşinde koşmak. Bundan yıllar önce, yaşını epeyce almış bir tanıdığımız, o zamanlar evli olduğum eşime şöyle demişti; 'Şanslı adamsın mirim, bu bayanla evli kaldığın müddetçe canın hiç sıkılmayacak.' Yıllar, sanırım bu görüşü doğruladı. Tabii insanoğlu sıkılmamaktan da sıkılabilirmiş, onu öğrendik. Bütün bunlar nereden çıktı? Efendim, şu anda yeni dizüstü bilgisayarımı kullanıyorum da... Ayıptır söylemesi, son yılların en gelişmiş ürünlerinden birisine sahip olma ayrıcalığının tadını çıkartıyorum. Bilgisayar kullanıcıları bu duyguyu bilirler. Ürünleri öyle çabuk eskiyen bir sektör ki bu... Paranıza kıyıp yeni teknolojinin en yeni ürünlerinden birisini alıyorsunuz. Bu durumun keyfi henüz çıkarken bir de bakıyorsunuz, çok daha yeni bir örnek sunulmuş piyasaya. Meseleye bu açıdan baktığınızda yetişmeye imkan olmadığını fark ediyorsunuz. Elinizin altında bulunan teknik malzeme eğer ihtiyacınızı karşılıyorsa o zaman her daim yenilik peşinde koşmanın anlamı yok. Fakat yeterli olmuyorsa o zaman alışverişe çıkmanın günü gelmiş demektir. Bu sefer bambaşka bir problemle karşılaşıyorsunuz. Mağazalarda bulunan yüzlerce üründen hangisini seçeceksiniz? Marka, model seçenekleri, fiyat konusu derken aklınız bulaşık teline dönüyor. En iyisi bir bilene danışmak. Yakınınızda bilgisayar uzmanı ya da en azından bu işin meraklısı birileri varsa onlara danışın derim. Ben öyle yaptım ve faydasını gördüm. Mesela gazete reklamlarından etkilenip en hafif laptopu seçmeye meyletmiştim ki araya girenler bunun yanlış bir tercih olduğunu bildirdiler. Meğer o ürünler hafifmiş ama bu hafifliği sağlayabilmek için içinde ihtiyaç duyacağım bir çok kit bulunmuyormuş. Derken bizim bilgisayar avımız başlamış oldu. Sonuçta ben seçimimi yaptım ve doğrusu halimden memnunum. Aynısını sizin için de dilerim. Taşınabilir bilgisayar ancak onunla çalışacak insanlara lazımdır diye de düşünüyorum. Yoksa bütün rahatlığına rağmen bir PC'nin yerini tutması mümkün değil. Bilgisayar dünyasıyla uzaktan yakından alakası olmayanlar bugünkü yazımdan sıkılmış olabilirler. Fakat sıkılmasınlar. Bakın daha bir hafta önce Japonlar, önümüzdeki yıllarda insanların ev ya da araba almayı bırakıp bilgisayar almaya başlayacaklarını açıkladılar. Her şeyi bilmeye çalışan çekik gözlülerin genellikle bu tip piyasa araştırmalarında haklı çıktıkları ortada. İlerleyen teknolojinin beraberinde getirdiği mecburiyetler demek ki insanoğlunu bilgisayar kullanmadan yaşayamaz hale getirecek. Tıpkı kredi kartları gibi... İlk yıllarda ancak zenginlerin cüzdanlarını süsleyen ve her yerde kabul görmeyen kartlar artık herkesin elinde. Tıpkı cep telefonları gibi... Örnekleri çoğaltmak kolay. En iyisi sıkılmayın ve en kısa zamanda bilgisayar kullanıcısı haline gelin.